Bölüm anahatları
-
Muallaka şairleri ve şiirleri
Muallakalar, Cahiliye döneminde, her biri, sahibinin en güzel parçası olarak kabul edilen, çoğunluğa göre yedi şaire ait şiir koleksiyonuna verilen addır. Rivayete göre bu şiirler, Câhiliye döneminde kurulan Ukâz gibi panayırlarda her yıl düzenlenen şiir yarışmalarında seçilmiş, kubati adı verilen mısır keten bezinden yapılmış tomarlara altın suyu ile yazılarak Kabe’nin duvarına asılmıştır. Bu şiirler bilahare islâmî Hammâd er-Râviye tarafından bir araya getirilmiştir. Ebû Ca‘fer en-Nahhâs, bu şiirlerin Kabe duvarına asıldığı konusunda söylenenlerin kesin olmadığını belirtir ve Hammâd’ın bu muallakaları insanları şiire teşvik etmek için ortaya attığını belirtir.
Bazı alimler muallaka isminin ilk defa İbn ‘Abd Rabbihî’nin el-‘Ikdu’l-ferîd adlı eserinde geçtiğini belirterek bu ismin daha önce bilinmediğini ve İslami dönemde mu‘allak kelimesinin manasını izah etmek içinde bu şiirlerin Kabe duvarına asıldığı fikrinin uydurulduğunu ileri sürmüşlerdir. Başta İngiliz müsteşrik Reynold Alleyne Nicholson olmak üzere Alman müsteşrik Theodor Nöldeke ve İngiliz müsteşrik Charles James Lyall gibi bazı alimler de bu ismin “değerli şey” anlamına gelen Arapça علق ‘Ilk kelimesinden türediği görüşüne varmaktadır. Bu görüşe göre bu şiirler çok beğenildiği, güzel bulunduğu ve zihinlerde takılıp kaldığı için muallaka adıyla adlandırılmıştır. Ayrıca bu şiirler için el-Kasâidu’l-Meşhûra, es-Seb‘u’l-Meşhûrât, el-Muzehhebât, el-Mukalledât, el-Musammetât ve es-Seb‘u’t-tıvâl isimleri de kullanılmaktadır.
İbn ‘Abd Rabbihî muallaka sahibi olarak şu şairlerin adlarını vermektedir.
İmruu’l-Kays
Zuheyr b. Ebî Sulmâ
Tarafa b. el-‘Abd
‘Antera b. Şeddâd
Amr b. Kulsûm
Lebîd b. Rebî‘a
Hâris b. Hillize
Bunlara ilevaten bazı alimler aşağıdaki şairleri de bu gruba dahil etmiştir.
en-Nâbiğa ez-Zubyânî
el-A‘şâ Meymûn b. Kays
‘Abîd b. el-Abras
‘Alkame b. ‘Abede
Muallaka şiirleri tamamen klasik kaside tarzında yazılmıştır. Kaside nesîb ile başlar. Bu pasajdan sonra tasvir kısmı gelir. Eleştirmenlere göre her şiirin bir ana temaya sahip olduğu doğrudur ve bu tema ya şairin kendi kendini veya kabilesini methetmesi yahut da başka biri hakkındaki methiyesidir. İmruu’l-Kays’ın herhangi bir sonuç ile şiirini bitirme ihtiyacını hissetmediği görülür ve şiir, birdenbire, tasviri pasajların birinin nihayetinde biter. Ondan sonra gelenler tasviri pasajların keyfî dizilerini, sonuç şeklinde bir şeyle toparlama ihtiyacı duymuşlardır. Bu nedenle Lebîd, Antera, Amr ve el-Hâris’in muallakaları kendilerini öven bir kısım ile son bulur. Oysa Tarafa ve Zuheyr’in muallakaları, vecize niteliğinde, manalı mısralarla biter.
İlgili kitaplar
Ebû Bekr Muhammed b. el-Kâım İbnu’l-Enbârî- Şerhu’l-Kasâidi’s-Seb‘ı’t-Tıvâl el-Câhiliyyât
Ebû Ca‘fer Muhammed b. Ahmed en-Nahhâs – Şerhu’l-Kasâidi’t-tis‘i’l-meşhûrât
Ebû Abdillah b. el-Huseyn ez-Zevzenî – Şerhu’l-Mu‘allakâti’s-seb‘
Ebû Zekeriyyâ Yahyâ b. Ali et-Tibrîzî – Şerhu’l-Kasâidi’l-‘Aşr
