Akciğer Kanserleri
Akciğer kanseri günümüzde en sık karşılaşılan kanser olma özelliğine sahiptir. 20. yy başlarında nadir bir hastalıktı. 1980’ lerin ortasından itibaren tüm Dünya’da insidensinde artış olmuştur. Finansal ve sosyal sonuçlarıyla günümüzde pandemik kabul edilmektedir. Tüm kanser tanılarının %13‘ünü oluşturmaktadır. Kanserden ölüm nedenleri içinde birinci sıradadır. Ülkemizde akciğer kanseri insidansı 11.5/100.000’dir ve tüm kanserler içinde erkeklerde %38.6’lık oranla en büyük bölümü oluşturmaktadır. Kadınlarda ise %5.2’lik oranla 7. sıradadır. Erkeklerde insidansı 61.6/100000, kadınlarda 5.1/100000’dir. Sigara akciğer kanseri gelişiminden yaklaşık % 90 oranında sorumludur. Akciğer kanseri insidensı sigara miktarı ve içme süresine bağlı olarak artış göstermektedir. Sigara içenlerde akciğer kanseri riski içmeyenlerden 24 – 36 kat daha fazladır. Akciğer kanseri hava yolları ve akciğer parankiminden köken alan kanserleri tanımlamaktadır. Primer olarak küçük hücreli akciğer kanseri (KHAK) ve küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK) olarak sınıflandırılmaktadır.
Bu ayrım tedavi ve prognozun belirlenmesinde önemlidir. Akciğer kanserlerinin %95’ini KHAK ve KHDAK’leri oluşturmaktadır. KHDAK ise yassı hücreli, adenokanser ve büyük hücreli kanser olmak üzere 3 alt tipe ayrılmaktadır. Histopatolojik olarak ABD, Avrupa ve Japonya’da en sık adenokanser izlenirken Asya ülkelerinde yassı hücreli kanser hala en sık kanser tipidir. Ülkemizde en sık yassı hücreli kanser (yaklaşık % 45) görülmekte, bunu benzer oranla (yaklaşık % 20) küçük hücreli kanser ve adenokanser izlemektedir. Büyük hücreli kanser % 2 oranıyla en az görülen kanser tipidir.