7-Yumurta Trichogramma türlerinin üretimi ve sebzelerde kullanımı
Sebze üretiminin önündeki önemli kısıtlamalar arasında lepidopteran zararlıları, özellikle de doğrudan verim ve kalite kaybına neden olan Helicoverpa armigera (Hb.) Ve Plutella xylostella (L.) türleridir. Bu zararlı türlere karşı Trichogramma türleri kütle halinde üretilip salımı yapılmaktadır.Ymurta parazitoidleri, özellikle Triclwgramma spp.
KİTLE ÜRETİMİ
Biyolojik mücadele etmenlerinin etkili ve sürdürülebilir bir şekilde kullanılmaları için faydalı böceklerin kitle üretimleri yapılmaktadır. Kitle üretim kısaca, IPM programlarına destek olmak amacıyla zararlıların kontrolü için milyonlarca böcek üretilmesi olarak tanımlanabilir. Ayrıca kitle üretim ile ilgili birçok tanım bulunmaktadır.
Finney ve Fisher’e (1964) göre kitle üretim; milyonlarca yararlı böceğin ekonomik üretimidir. Yetiştirme amacına uygun olarak, en az işgücü-zaman-yer ihtiyacı ile mümkün olan en kısa zamanda ve en az maliyetle maksimum dişi birey elde edilmesi amaçlanmaktadır (Parra 2010).
Chambers (1977) kitle üretimi, amaca ulaşmak için en kabul edilebilir maliyet/yarar ilişkisi göz önüne alınarak yapılan böcek üretimi olarak tanımlamıştır. 10 bin ile 1 milyon yerli dişi popülasyonunun üretimini hedeflemiştir (Parra 2010).
Bu tanımlar yapıldığında kalite kontrolü göz önüne alınmayan bir faktördü. Bugün, kitle üretim tanımının doğru yapılabilmesi için aynı zamanda, yetiştirilen böceklerin doğadakiler gibi aynı kaliteye sahip olması kriteri de önem taşımaktadır (van Lenteren 2003).
Yapılan başka tanıma göre de kitle üretimi, milyonlarca böceğin günlük üretimidir. Yapılan bir çalışmaya göre, Amerika’da Cochliomyia hominivorax (Coquerel) (Diptera : Calliphoridae) mücadelesinde, steril böcek tekniğiyle, 300’den fazla işçi çalıştırılarak, haftalık olarak 50-200 milyon steril böcek üretilip salındığı belirtilmektedir. Haftalık üretim 3000-5000 ergini geçtiğinde ise insan işgücünün azaltılıp otomasyona geçilmesi gerekmektedir (Parra 2010).
Doğal düşman yetiştirmenin doğal konukçusunda, yapay konukçusunda (laboratuvar konukçusunda) ve yapay besinde (in vitro) olmak üzere üç yolu vardır. Bu yöntemlerin arasında en yaygın olanı doğal konukçusunda yetiştirilmesidir. Bir braconid olan Cotesia flavipes (Cameron) (Hymenoptera:Braconidae)’in yetiştirilmesinde doğal konukçusu D. saccharalis kullanılmaktadır.
Doğal düşmanlar yapay (laboratuvar) konukçularda da yetiştirilebilir. Doğal düşman gelişimine uygun olan konukçulara yapay konukçu denilmektedir. Örneğin bal kabağı ya da diğer Cucurbitaceae’lerde kolayca yetiştirilebilen coccinellid ve nitidulidlerin konukçusu olarak kullanılan birçok turunçgil zararlısı vardır. Heliothis virescens (Fabr.) larvaları, Heliothis armigera (Hübner) (Lepidoptera : Noctuidae) parazitoitlerini yetiştirmede kullanılabilmektedir. Benzer olarak, Ephestia kuehniella (Zeller) (Lepidoptera: Pyralidae), Sitotroga cerealella (Olivier) (Lepidoptera: Gelechiidae), Corcyra cephalonica (Stainton) (Lepidoptera: Pyralidae) yumurtaları ve ipek böceği olgun oocyteleri Trichogramma türlerinin yetiştiriciliğinde kullanılır (Parra 2010, Luck ve Forster 2003).
Latin Amerika’da ilk kayıt; Parra (2010) tarafından bildirildiğine göre; Cônsoli ve Parra (1996) tarafından, Helicoverpa zea (Boddie) (Lepidoptera : Noctuidae) hemolimfi, yumurta sarısı, süt ve antibiotik kullanarak hazırladıkları yapay besinde T. pretiosum’un yapay besinde yetiştirilmesidir. Yine aynı araştırıcılar ilk defa T. galloi’yi yapay besinde yetiştirmişlerdir. T. atopovirilia da invitro koşullarda Brezilya’da üretilmiş fakat bununla ilgili henüz herhangi bir yayın yapılmamıştır (Parra 2010).
Yapay besinde parazitoit yetiştirilmesi ile ilgili başarılı olan birkaç çalışmadan biri, Çin’de polietilen koryonla elde edilen yapay yumurta üzerinde yetiştirilen Trichogramma olmuştur (Parra 2010). Yapay ortam olarak oluşturulan Antheraea pernyi (Guérin-Méneville) (Lepidoptera:Saturniidae) pupalarının hemolimfi, yumurta sarısı, süt ve Neisenheimer tuzları birçok Trichogramma türünün yetiştirilmesinde kullanılabilir.
Kitle Üretimde Dikkat Edilmesi Gereken Konular
Kitle üretimin başarılı olabilmesi için bazı konulara dikkat etmek gerekmektedir. Konukçu ve doğal düşman (biyoloji, ekoloji,davranış, fizyoloji), çevresel faktörler (sıcaklık, nem, besin vb.), kitle üretim tesisi (iş gücü, hijyen, yeterli oda ve ekipman vb.), kalite kontrol ve depolama, üretilen faydalı böceklerin doğaya salımı ile ilgili konularda yeterli bilgiye sahip olunmalıdır.
Konukçu ve doğal düşman
Farklı Trichogramma türleri ve ırkları, farklı konukçu yumurtalarını ve bitki türlerini seçerler. Farklı arama davranışı gösterirler ve hava koşullarına dayanıklılıkları farklıdır. Parazitotin etkinliği bitki ve zararlı durumuna göre değişiklik gösterir. Hedef alandan toplanan yerli türler/ırklar ve konukçular ilk olarak düşünülmelidir. Eğer ilgilendiğimiz tür ticari olarak bulunuyorsa, yerli türlerle birlikte değerlendirilmelidir.
Doğal düşmanlar söz konusu olduğunda, sorunlardan biri hem konukçunun hem de doğal düşmanın (yumurta, larva-nimf, pupa ve ergin) yetiştirilmesidir. Bu nedenle, hem konukçunun hem de doğal düşmanın biyolojisi, ekolojisi, davranışı, fizyolojisi, besin ihtiyacı, laboratuvar istekleri gibi faktörlerin yanısıra kendi aralarındaki ilişkilerin de bilinmesi gereklidir.
Abiyotik (sıcaklık, nem, ışık, havalandırma) ve biyotik (çiftleşme, ovipozisyon ve besin ihtiyacı) faktörlere dikkat etmek gerekir. Bazı bölgelerde diyapozda önemli bir parametredir.
Peters ve Barbosa (1977), hem konukçu hem de doğal düşmanın gelişimi için optimum alana ihtiyaç olduğunu belirtmişlerdir (Parra 2010). Süperparazitizmden kaçınmak için parazitoit başına düşecek konukçu sayısının iyi ayarlanması gerekmektedir. Parazitleme için en uygun olan konukçu yaşı (yumurta parazitoitleri için yumurta yaşı, larva-nimf parazitoitleri için larva-nimf yaşı gibi)belirlenmelidir. Genellikle, Trichogramma türleri parazitlemek için yeni bırakılmış yumurtaları tercih ederler. Yapılan araştırmalara göre Trichogramma türlerinin dişisinin bir günlük E. kuehniella yumurtalarını tercih ettiği ve 0-24 saatlik E. kuehniella yumurtalarında % 75’ lik bir parazitleme oranı görüldüğü ortaya çıkarılmıştır. Buna karşın 72 saatlik E. kuehniella yumurtalarında Trichogramma türlerinin parazitleme oranında düşüş olduğu yapılan çalışmalarla ortaya konmuştur (Öztemiz 2010).
En uygun konukçunun belirlenmesi de doğal düşmanların kitle üretimlerinde önemlidir.
Trichogramma türleri için, S. cerealella ve E. kuehniella kolayca ve ucuz bir şekilde kullanılan böceklerdir (Morrison vd. 1976). Bugüne kadarki çalışmalarda S. cerealella ve E. kuehniella üzerinde yetiştirilen Trichogramma türlerinin arazi performanslarında fark olmadığı ortaya konmuştur (Smith 1996).
Konukçu tercihinde yüksek performans gösteren türler daha sonra arama yeteneklerinin belirlenmesi için kafesler içinde konukçu yumurtası bulunan bitkiye ergin salımı yapılarak belirlenir. Kafes denemeleri farklı sıcaklık, nem ve farklı oranlarda parazitlenen konukçu yumurtalarında yürütülür. Çok sayıda konukçu yumurtasını öldüren ya da parazitleyen türler/ırkların arazi salımlarında yüksek potansiyeli olduğu düşünülür (Hassan 1994).
Parazitoitten en iyi şekilde yararlanabilmek için parazitoit başına verilecek yumurta sayısının iyi ayarlanması gerekmektedir. Çizelge 1’de bazı Trichogramma türlerinin hangi bitkide kaç konukçuya ihtiyaç duyduğu verilmektedir.
Çizelge 1 Bazı Trichogramma türlerinde parazitoit/zararlı yumurtası oranı
Trichogramma türü Zararlı türü Konukçu bitki Trichogramma dişisi : zararlı yumurtası
T. galloi D. saccharalis Şeker kamışında 1,6:1
T. pretiosum H. zea Mısırda 10,7:1
T. pretiosum Anticarsia gemmatalis Soya fasülyesinde 5,3:1
T. atopovirilia Gymnandrosoma aurantianum Turunçgillerde 72-288:1
Göz önüne alınması gereken bir diğer nokta, yapay konukçuya adaptasyondur. Seçilen konukçuya en iyi adapte olmuş bireylerin sürekli yetiştirilmesi sağlanmalıdır (Leppla 2003, van Lenteren 2003).
Trichogramma türüne göre uygun olan yapay konukçu türü değişiklik gösterir. Brezilya’da dominant tür T. pretiosum E. kuehniella yumurtalarında çok iyi gelişirken, C. cephalonica, T. galloi için en iyi konukçudur. T. atopovirilia hem E. kuehniella hem de C. cephalonica’da yetiştirilebilir, fakat T. bruni ve Trichogrammatoidea annulata De Santis (Hymenoptera : Trichogrammatidae) C. cephalonica’yı tercih etmektedir. S. cerealella her zaman için Brezilya’daki Trichogramma türleri için uygun olmayan bir konukçu olmuştur (Parra 2008, Panizzi 2011).
Başarılı bir mücadele için ergin ömrünün ilk günlerindeki parazitleme aktivitesinin fazla olduğu türler seçilmelidir.
Çevresel faktörler
Türler seçildikten sonra çalışılması gereken konulardan biri sıcaklık ihtiyacı ile ilgili araştırmalardır. Çünkü sıcaklık ihtiyacı türlere göre değişmektedir. Üretim hakkında bir tahminde bulunmak ve zararlı ile doğal düşman arasındaki ilişkiyi belirlemek için sıcaklığın belirlenmesi gerekmektedir.
Özkan ve Gürkan (2001), dört farklı sıcaklığın (15, 20, 25, 30) E. kuehniella üzerinde yetiştirilen Trichogramma turkeinsis Kostadinov ve Trichogramma embryophagum (Hartig) (Hymenoptera: Trichogrammatidae)’un biyolojik özelliklerine etkilerini laboratuvar koşullarında belirledikleri çalışmada, sonuçları kitle üretimi açısından değerlendirmişlerdir. Her iki parazitoitinde 15°C sıcaklıkta parazitlediği yumurtalardan çıkış yapan bireylerin tamamının erkek bireyler olması nedeni ile bu sıcaklık derecesinin kitle üretim için uygun olmadığını belirtmişlerdir.
Düşük sıcaklıklar ve yağmur, arama ve parazitleme davranışı olumsuz etkiler (Suh 1998). Trichogramma türleri çok küçük olduklarından rüzgarla çok kolay başka yerlere taşınabilirler. Örneğin, mısır bitkisinde salımı yapılan Trichogramma türlerinin %40-60’ı bu yolla arazi dışına çıkmaktadır (Bigler 1994).
Böcek yumurtaları %60’ın altındaki nemde kuruyabilmektedir. Örneğin, Parra vd. (1999) tarafından D. saccharalis yumurtaları düşük nemde çok çabuk kuruduğu, bu yüzden T. galloi’nin tam olarak gelişmesini tamamlayamadığı ve bununda doğal düşmanın arazideki etkinliğini azalttığı belirtilmiştir (Parra 2010).
Kitle üretim tesisi
Kitle üretimde masrafın %70-80’i insan gücüne bağlı olduğundan işgücü önemli bir noktadır. Yetiştirilen böcek sayısı arttıkça maliyet de o kadar artacaktır. Gelişmiş ülkelerde insan gücü maliyeti daha fazla olabilir ve bu da bazı türlerin yetiştirilmesini engelleyebilir ve otomasyonu gerektirebilir.
Ufak bir yetiştirme ünitesinde araştırma yapmadan kitle üretim sistemini geliştirmek imkansızdır. Üretilen böcek sayısı arttıkça yetiştirme prosedüründeki problemlerde artacaktır. Yetiştirilen böcek sayısı artarsa ilk problem tesis sıkıntısı olacaktır. Laboratuvarda böcek yetiştirmek için 3-4 oda yeterlidir. Doğal düşman yetiştirmek için ise iki katı alan gereklidir.
Yetiştirilen böcek sayısı arttıkça kirlilik problemleri de artmaktadır. Bu durumda; besin hazırlanan, larva ve pupa yetiştirilen, konukçu elde edilen, parazitleme ve parazitoit gelişim odaları dikkatli bir şekilde ayrılmalıdır. Düzenli temizlik, duvarların kaplanması, tezgah ve yerlerin dezenfeksiyonu çok önemlidir. Amonyak, sodyum hipoklorit, formaldehit en sık kullanılan dezenfektanlardır. Sodyum hipoklorit ucuz olduğu için en yaygın kullanılanıdır, kolay çözülür ve toksik etkisi yoktur. Bu avantajlarının yanında güçlü bir oksidanttır. Kullanıldığında proteinleri inaktif ederler; bakteri, virüs, fungus, alg ve protozoa oluşumunu engeller. Yerler bu tip ürünlerle günlük olarak temizlenmelidir. Laboratuvara girişlerde titizlikle kontrol edilmelidir.
Otoklav, ışık ve kuru hava gibi fiziksel kaynaklı ekipmanların sterilizasyonu da başarılı bir üretim için önemlidir. Ayrıca, yumurtaların yüzeyinin (sodyum hipoklorit, formaldehit, bakır sülfat, buzlu asetik asit, triklorasetik asit) ve yapay besinin (metilparahidroksibenzoat, propilparahidroksibenzoat, sodyumhipoklorit, propionic asit, sodyum benzoat, benzoik asit, potasyum sorbat, sorbik asit ve antibiyotikler) temizliği de önemlidir. Işık ve sıcaklık gibi fiziksel koşullar da ortamın sterilizasyonu için önemli olabilir. Nem ayarlanarak da kirlenmenin önüne geçilebilir, düşük nem ortamda daha az koruyucu kullanılmasına yardımcı olur. Ayrıca pupalar da sodyum hipoklorit ile sterile edilmelidir.
Yetiştirme süresinde karıncalar ve akarlar gibi genel problemlerde görülebilir. E. kuehniella yumurtalarında yetiştirilen Trichogramma türleri için gregar ektoparazitoit Bracon hebetor (Say) (Hymenoptera : Braconidae), depolarda yaygın akar türü Blattisocius tarsalis (Berlese) (Acari : Ascidae) ve nem ana sorunlardır. B. hebetor E. kuehniella’nın son dönem larvasının salgıladığı salgıdan etkilenir (Parra 2010). Kitle üretimde B. hebetor girişini engellemek için laboratuvar girişlerinde çoklu kapı sisteminin olması önemlidir (Göloğlu ve İkizoğlu 2011).
Kalite kontrol ve depolama
Laboratuvarda yetiştirilen böceklerin kalitelerini değerlendirmenin birkaç yolu vardır. Uyumluluk, süreklilik, üreme durumu, beslenme ve çoğalma kalite değerlendirmesinde aranan özelliklerdir.
Çalışılan amaca göre kalite kontrolünde bakılacak parametreler değişmektedir. Uygulamalı biyolojik mücadelede; laboratuvar (konukçu tercihi ve uyumu), yarı-tarla (arama kapasitesi) ve tarla (etkinlik, adaptasyon, habitat ve konukçu yerleşimi, konukçu uyumu ve kabulü, konukçuyla uyum) denemeleri göz önüne alınmalıdır (Parra 2004).
Trichogramma türü/ırkı seçildikten sonra üretim aşamaları boyunca yapılacak testler IOBC (International Organization of Biological Control) tarafından belirlenmiştir. Bunlar; çıkış ve cinsiyet oranının belirlenmesi, morfolojik özellikler (kanatlar ve abdomen), üreme (parazitleme kapasitesi), yaşam süresi, hareket (yürüme ve uçma) (Bigler 1994, Dutton ve Bigler 1995), doğal konukçunun kabulü ve türün/ırkın tanımıdır (Bigler 1994). Trichogramma ve diğer doğal düşmanlar için, kaliteyi belirleyen parametreleri içeren özel rehberler bulunmaktadır (van Lenteren 2003).
Trichogramma brassicae Bezd., Trichogramma cacoeciae Marchal, T. dendrolimi Matsumura (Hymenoptera : Trichogrammatidae) için E. kuehniella yapay konukçu olarak kullanıldığında; böceğin kalite parametreleri; 48 saat içinde dişi başına parazitleme ≥ 25 yumurta, çıkış ≥ %80, yaşam süresi ≥ 7 gün olmalıdır (van Lenteren, 1994). Prezotti vd. (2002) göre yaşam süresi, parazitleme ve uçma kapasitesi bu tür yumurta parazitoitlerinin kalite kontrolü için yeterli olmaktadır (Parra 2010).
Bu parametrelerin değerlendirilmesinin yanısıra, periyodik olarak tarladan toplanan türlerin laboratuvarda elde edilen türlerle uyumuna da bakılmalıdır. Ayrıca kaliteyi elde etmek için farklı sıcaklıklar altında böcekler yetiştirilmelidir. Sabit sıcaklığa adaptasyon için, nem ve fotoperiod koşulları değiştirilmemelidir.
Parra (2010) tarafından bildirildiğine göre; Waage vd. (1985) laboratuvardaki yetiştiricilik problemlerinden kaçınmak için, yetiştirme işlemine öncelikle 200-500 birey ile başlanması gerektiğini bildirmişlerdir. Genelde, popülasyon ilk kez laboratuvara getirildiğinde, genetik farklılıktan ve beslenmedeki sıkıntılardan dolayı popülasyonda bir düşüş meydana gelir. Mutasyon ve rekombinasyondan dolayı ancak 5 ile 7. döllerde popülasyon kendini toparlar (Leppla ve Fisher 1989, Leppla ve Williams 1992, Bigler 1994).
Laboratuvarda yetiştirilen böceklerde kalite kontrolü dikkate alınmalıdır. Sıcaklık, nem, ortam, besin, rekabet ve diğer etmenlerin baskıları, insan faktörü, çevre, konukçu kabulü ve çiftleşme arayışı, yumurta bırakma, rüzgar ve kimyasallar (van Lenteren 2003) gibi parametreler göz önüne alınarak parazitotin etkinliği belirlenmelidir. Laboratuvarda üretilen böceklerde davranışta değişiklikler, genetik bozulmalar ve patojenlerden dolayı kirlenmeler olabilir.
Depolama kitle üretimde dikkat edilmesi gereken diğer bir konudur. Depolama ile ilgili zorlukları yenmenin bir yolu böcekleri gelişimlerini durduracak sıcaklıklarda depolamaktır. Bu şekilde saklama aynı zamanda taşıma sırasında böcek çıkışı engellendiği takdirde, farklı bölgelerdeki laboratuvarlar arasında değişimi sağlamak için imkan oluşturabilir.
Böceklerin depolanması fikri ilk olarak entegre zararlı yönetimi içerisinde, biyolojik mücadele çerçevesinde ele alınmıştır. Depolamadan faydalı böceklerin kitle üretimi, kısır böcek salımı programları, uzun süreli ekolojik, fizyolojik ve genetik çalışmalara uygun standart döller hazırlanması gibi konularda yararlanılmaktadır. Düşük sıcaklıkta depolama; uzun süreli ekolojik, fizyolojik ve genetik çalışmalara uygun standart döller hazırlamak, faydalı böceklere raf ömrü imkanı sağlamak, faydalı türlerin tüketiciye ulaşımını kolaylaştırmak, salım çalışmalarında verimliliği istenen düzeye getirmek, kitle üretiminde etkinlik ve esneklik sağlamak gibi faydaları bulunmaktadır.
Depolamada (yumurta ya da pupa) izlenecek bir yol sıcaklık ihtiyacına göre depolamaktır. Teoride, böcek gelişimi düşük sıcaklıklarda herhangi bir bozulma olmadan durdurulabilir ve bu da böcek depolamak için en uygun sıcaklıktır. Diğer yolda diyapoz başlangıcıdır. Bu durumda, hassas dönem için uygun koşullar oluşturulabilir. Trichogramma türlerinin kitle üretiminde depolanması ile ilgili çok sayıda çalışma bulunmaktadır. Burada önemli noktalardan birisi de böceğin hangi dönemde, hangi sıcaklık derecesinde, kaç gün (ay) depolanacağıdır. Bu kriterler depolanacak Trichogramma türüne göre de farklılık gösterebilmektedir.
Doğal düşmanların sürekli kitle üretiminde, doğal düşmana ihtiyaç duyulmayan zamanlarda da konukçu tür depolanabilmelidir. Parra’nın (2010) bildirdiğine göre; Drooz (1981) Trichogramma türlerinin bir yıldan fazla süre -10ºC’de depolanan yumurtalarda yetiştirilebildiğini, Huai-Yi (1988) ise yumurtaların en az 9 ay sıvı nitrojende tutulması gerektiğini bildirmişlerdir. Diğer taraftan, Trichogramma tarafından parazitlenen yumurtalar 8-12ºC arasında 20-22 gün depolanabilmektedirler. Ayrıca böcekler pupa halinde de saklanabilir. T. pretiosum pupa döneminin son gününde 16,7ºC’de 4-10 gün saklanabilir ve eğer depolamanın 6. gününde sıcaklık 15ºC’ye düşürülürse 12 günden fazla süre depolanabilir. Yapılan bir çalışmada, depolamadan sonra 26,7ºC’de 4 saatlik sürede parazitoit çıkışı %93 olarak bulunmuştur (Stinner vd. 1974).
Parra (2010) tarafından bildirildiğine göre; Boivin (1994) isimli araştırıcı T. evanescens pupasını 6-12 aya kadar depolamış ve %90 çıkış oranı elde etmiştir. 3-6 ay arasında ise çıkış oranını %95 olarak kayıt etmiştir. Kullanılan teknik aşağıdaki gibidir: 20ºC’de 4 saat boyunca yeni bırakılmış E. kuehniella yumurtaları parazitoite sunulmuş, arkasından 20ºC’de 24 saat boyunca inkübasyona bırakılmıştır. Sonraki inkübasyon ise 20ºC’de, 16:8 karanlık : aydınlık koşullarda yürütülmüştür. Diyapozu başlatmak için, yumurtalar 16:8 karanlık : aydınlık koşullarda 14ºC’de 40 gün tutulmuştur. Daha sonra yumurtalar 3ºC’de %70 nemde saklanmıştır.
Brezilya’da kitle üretimle elde edilen böceklerin depolanması ile ilgili bazı örnekler mevcuttur. Corrêa-Ferreira ve Moxcardi (1993) tarafından Trissolcus bassalis (Wollaston) (Hymenoptera: Scelionidae) üretimi için kullanılan Nezara viridula (L.) (Heteroptera : Pentatomidae) yumurtaları 5ºC’de 30 günden fazla süre ya da sıvı nitrojende depolanırsa 6 aydan fazla süre depolanabileceği belirtilmiştir. Hala T. bassalis erginleri 15-18ºC’lerde 120 gün depolanabilmektedir (Parra 2010).
Üretilen faydalı böceklerin doğaya salımı
Kalite kontrolü yapılan parazitotin doğaya salınması da önemli noktalardan biridir. Trichogramma türleri genelde parazitoit konukçu yumurtası içinde pupa halindeyken taşınır ve salınır (Şekil 3.1). Ergin çıkışı olmadan pupalar araziye dağıtılır. Bazı Latin Amerika ülkelerinde ergin çıkışı olduktan sonra da salım yapılmaktadır. Parazitlenmiş konukçu yumurtaları kartlara yapıştırılabilir ya da bitkilere yapıştırılabilen kağıt kapsüller içine konarak araziye bırakılabilir (Şekil 3.2).
Şekil 3.1 Trichogramma pupası
Şekil 3.2 Kartlara yapıştırılan parazitlenmiş konukçu yumurtaları
Salımı yapılan parazitoit pupalarından erginlerin çabuk çıkması beklenir. Böylece parazitoitler, predatörler tarafından konukçu yumurtasının yenmesinden ve yüksek sıcaklıklardan korunmuş olur. Predatörlerle rekabet veya predatörlerin parazitlenmiş yumurtalarla beslenmesi Trichogramma türleri için bir kısıttır. Teksas’ta yapılan bir çalışmada, yumurta predatörleri olmadığında T. pretiosum tarafından %55-84 arası parazitleme gerçekleştiği belirtilmiştir (Knutson 1997).
Doğal düşmanların; kritik zamanda aşılama (inoculative) ve ya kitle halinde salım (inundative) olmak üzere iki yol ile salımı yapılmaktadır. Birinci metot daha çok kullanılmaktadır. Kışı geçiremeyen doğal düşmanların her yıl bahar mevsiminde kritik zamanda aşılama ile salımı yapılmakta ve böylece popülasyonun oluşturulması ve zararının kontrolü sağlanabilmektedir. Bu yöntemde daha az sayıda doğal düşman doğaya salınarak, zararlıların uzun süreli olarak baskı altına alınması sağlanmaktadır. Öztemiz (2008) tarafından bildirildiğine göre, Parrella (1990) örtüaltı sebze yetiştiriciliğinde Sera beyazsineği [(Trialeurodes vaporariorum (Westwood) (Hemiptera: Aleyrodidae)]’ne karşı Encarsia formosa Gahan (Hymenoptera : Aphelinidae)’nın bu tür salım yöntemiyle salınabileceğini belirtmiştir. Bu uygulamaya verilebilecek diğer bir örnek de Turunçgil unlubitinin biyolojik mücadelesi için kullanılan parazitoit Leptomastix dactylopii How. ile predatör Cryptoleamus montrozieri Muls.’dir. Söz konusu faydalı böcekler kışı geçiremediği için her yıl bahar aylarında salımları yapılmaktadır.
İkinci bir metot olan doğal düşmanların kitle salımı ile de zararlı popülasyonu baskı altında tutulabilmektedir. Bu yöntemde de zararlı popülasyonlarında doğrudan ve çabuk ölüm gerçekleştirmek için fazla sayıda faydalı böcek salımı yapılır. Bu metotta uzun süreli kontrol hedeflenmemektedir. Trichogramma türlerinin sebze, tarla ve diğer ürünlerindeki zararlılara karşı salımı örnek olarak verilebilir (Coşkuntuncel ve Kornoşor 1996, Öztemiz 2008).
Arazi salımı; yumurta parazitleme, larva yoğunluğu, bitkideki zarar ve insektisit uygulanmış ya da uygulanmamış benzer arazilerdeki ekonomik çıktılar ölçülerek değerlendirilir. Salım metodu, salım oranı ve sıklığı ticari uygulamalarda kullanılanlarla aynı olmalıdır.
Yumurtaların parazitlenme oranı zararlının ölüm oranını ölçer. Araziden toplanan yumurtaların siyaha dönmesi veya parazitoit çıkışının olması ile belirlenir. Hedef türün yumurtaları yaygın değilse ya da bulunması zorsa, nöbetçi yumurtalar yerleştirilerek yumurtaların parazitlenme oranı tahmin edilir. Nöbetçi yumurtalar açılmanın önlenmesi için ultraviyole ışınlarıyla öldürülebilir. Bu öldürme sonunda yumurtanın parazitoiti cezbetme özelliği kaybolmaz (Goldstein 1983). Parazitleme aynı zamanda araziden toplanan siyaha dönen yumurtalar ve parazitlenmemiş yumurtaların belirlenmesiyle tahmin edilebilir.
Trichogramma türleri aynı zamanda konukçu yumurtalarla beslenerek de yumurtaları yok edebilmektedirler. Parazitoitler yumurtadan çıkan sıvı ile beslenir ama yumurta bırakmayabilirler. Bu durumda konukçu yumurtası ölür ama hiçbir parazitlenme işareti görülmez. Bazı Trichogramma türlerinin bu özelliği zirai mücadeleye katkıda bulunmaktadır (Vasquez vd. 1997). Bu nedenle, parazitoitin etkinliğinin belirlenmesinde yumurta parazitlenmesine ek olarak yumurta bırakma sayısı da kayıt edilmelidir. Araziden toplanan yumurtalar açılma için bekletilir. Açılmadan sonra hangi nedenden dolayı (parazitlenmeden mi, beslenmeden mi, gelişmediğinden mi yoksa belirlenemeyen koşullardan mı) zararlının öldüğü belirlenir.
Konukçu yumurtaları araziye bulaştırıldıktan ve parazitoitlerin salımı yapıldıktan sonra parazitoitlerin yumurtaları bulmasına kadar geçen süre parazitlenme olasılığını belirler. En kesin parazitlenme kanıtı beyaz, siyah veya kahverengileşmiş yumurtalardır (Lopez 1985). Teorik olarak %80 parazitleme oranı parazitoit etkinliğinin başarılı olduğu anlamına gelir. Mısır kurdu için %75 ve üzeri parazitleme yüzdesi başarılı olduğunun göstergesidir (Bigler 1994).
Yumurtaların durumunun yanı sıra larva yoğunluğu da ölçülmelidir. Çünkü yumurta parazitlenmesi veya yumurtaların ölmesi, yaralanan larva yoğunluğunu azaltmayabilir. Elde edilen bireyin kalitesi Trichogramma türlerinin başarısını belirlemede önemli role sahiptir. Diğer bir parametrede ergin parazitoitlerin tuzaklarla yakalanmasıdır. Yapışkan tuzaklar, sarı tuzaklar ve malaise tuzakları kullanılabilir.
Trichogramma türleri geniş spektrumlu insektisitlere karşı çok hassastırlar. Örneğin; parathionun Trichogramma erginlerini öldürdüğü tespit edilmiştir (Stinner vd. 1974). Kring (1995), Thiodicarb ve cyhalothrin uygulamadan 8 gün içinde parazitleme seviyesinin azaldığını, Cyhalothrin ergin çıkışını azaltırken (%47), Thiodicarbın ergin çıkışında etkisinin olmadığını tespit etmiştir (van Lenteren 2003). Ayrıca aynı araştırıcı Bacillus thuringiensis uygulamalarının da ergin çıkışına ya da ergin hayatına olumsuz etki yapmadığı belirtmektedir (van Lenteren 2003).
Laboratuarda besin kaynağı olarak genellikle depolanmış ürünlerde zararlı böcekler kullanılmaktadır. Ülkemizde Trichogramma türlerinin kitle üretimi daha öncede bahsedildiği gibi un güvesi ve kısmen de arpa güvesi yumurtaları üzerinde yapılmaktadır. Bunun yanı sıra başka konukçularda da çalışmalar yapılmıştır. Özpınar (1994), T. evanescens’in kitle üretiminde kullanılan laboratuvar konukçusu E. kuehniella ile doğal konukçusu O. nubilalis arasındaki ilişkileri araştırmış ve O.nubilalis üretiminin daha zor olduğunu, bu yüzden kitle üretiminin E. kuehniella üzerinde yapılıp popülasyonun daha kaliteli olması için belli aralıklarla O.nubilalis yumurtalarının devreye sokulması gerektiğini ortaya koymuştur.
Laboratuarda kitle üretimi, doğadaki zararlı popülasyon yoğunlukları ile mücadele edecek düzeyde ve eş zamanlı olmalıdır. Pratikte bu üretim doğadaki zararlı popülasyonun mücadele zamanı ile genellikle eş düşmemektedir. Bu nedenle bunların uygun koşullarda depolanması ve ihtiyaç duyuldukları zamanlarda salım uygulamalarında kullanılmaları büyük önem arz etmektedir. Günümüzde bu yüzden biyolojik mücadele etmenlerinin depolanması bir teknoloji haline gelmektedir. Salıvermelerde istenildiği anda, istenilen miktarlarda parazitoite sahip olunabilmesi için kitle halinde elde edilen konukçu yumurtalarının parazitlenmeden önce veya sonra depolanabilmesi gereklidir. Büyük boyutlu uygulamaları gerçekleştirmek, kolay ve ucuz parazitoit elde edebilmek, üretimin otomatize edilmesi ile mümkündür. Birçok ülkede bu amaçla günde yüzbinlerce parazitoit yetiştirilebilen büyük tesisler kurulmuştur. Bir salımdan başarı elde edebilmek parazitoit hakkında laboratuvar ve doğa koşullarında belirlenmiş altyapı verilerine ihtiyaç vardır (Kılınçer vd. 1990).
Salım etkinliği değerlendirilirken, dolaylı etkilerde göz önüne alınmalıdır. Trichogramma türlerinin diğer doğal düşmanlar üzerinde etkisi çok azdır. Ayrıca çalışanlara olumsuz etkisi yoktur ve ürünlerde toksik kalıntı bırakmaz (Li 1994, Trumble 1991).
En son değiştirme: Pazartesi, 28 Aralık 2020, 11:34 ÖÖ