l-GİRİŞ
Davranış, yaşama ortamındaki çeşitli uyarılara karşı veya içgüdüsel olarak canlılarda meydana gelen hareket biçimleridir. Bu hareket biçimlerinden yararlanılarak onlarla ilgi kurulur ve onlara yaklaşılır. Bir köpeğin ısırabildiğini, bir kedinin tırmalayabildiğini, bir atın tepebildiğini, bir sığırın boynuz vurabildiğini henüz öğrenmemiş olan bir çocuk, korkusuzca onlara yaklaşabilir ve onları rahatsız edebilir. Fakat bir bal arısının sokabildiğini bilen yetişkin bir insan, ona yaklaşırken gereken önlemi alır.Yeni doğan bir bebek ya da memeli bir hayvan yavrusu, kendisine hiç bir şey öğretilmediği halde süt emme davranışı gösterir ve içgüdüsel hareketlerle annesinin memesini arar, bulur.
Bazı hayvanlar içgüdüsel olarak kış uykusuna yatar. Ancak kış uykusuna yatma zamanının tayininde çevre faktörlerinin uyarıları etkilidir. Bazı hayvanlar besin ihtiyacını etle karşılar; bazıları otoburdur. Yine bazı hayvanlar su kenarlarında yaşamayı tercih eder; bazıları yüksek dağları sever.
Canlıların davranışları çok eskiden beri insanların dikkatlerini çekmiştir. Bu davranışları öğrenmek suretiyle insanlar, ya onlarla dost olmuşlar veya onlardan korunmayı başarmışlardır. Bazı hayvanları evcilleştirerek, ihtiyaçları için üretmişler, bazılarını avlamak için de davranışlarından yararlanarak yeni teknikler geliştirmişlerdir.
Bugün bile avcılar yaban ördeklerinin hangi mevsimde hangi yöne hareket ettiklerini bildikleri için kendi av yöntemini ona göre seçer ve avını yapar.
Bir balıkçı, herhangi bir balık türünün davranışını bilmeden gereği şekilde o balığı avlayamaz. Bir çoban koyunlarının davranışını bilmeden onları güdemez, yeterli verim alamaz. Örnekleri sınırsız çoğaltmak mümkündür.
O halde belli bir yaşama ortamında insanın, birlikte yaşadığı, veya gerek sosyal, gerek ekonomik yönden ilişki kurduğu canlıların davranışlarını bilmesi çok önemlidir. Ancak bundan sonradır ki kendini çevreye uydurabilir, yaşantısında veya çalışmasında başarıya ulaşabilir.
Canlıların davranışlarını öğrenmek başlangıçta en basit bir yaşam kavgasının gereği iken, daha sonra, bilim adamları bunu bireysel ve toplumsal olarak incelemeye ve araştırmaya başlamışlardır. Bu çalışmalar göstermiştir ki canlılar üzerindeki bilimsel çalışmaların büyük bir kısmı bunların davranışları üzerine oturtulmak zorundadır ve araştırma metodları da bu doğrultuda seçilmektedir.
Görüldüğü gibi her canlı grubunda çok çeşitli davranış biçimleri vardır ve insanlar kendisi ile doğrudan veya dolaylı olarak ilgili olanları bilmek zorundadır.
. Böcekler de diğer hayvan gruplarında olduğu gibi, yaşamları boyunca gerek genetiksel, gerekse içinde bulundukları çevre faktörlerinin etkisi altındadır ve bu etkilere karşı çok çeşitli davranışlarda bulunurlar. Çevre faktörlerinin meydana getirdiği mekaniksel, fiziksel ve kimyasal uyarılar, böcek vücudunun çeşitli kısımlarında, özellikle anten, bacak, ağız ve kutikila gibi yerlerinde bulunan özel sinir uçları veya reseptör adı verilen özel duyu organları ile alınır. Bu uyarılar beyine ulaştığında uyarının şekline göre değişik bir hareket şekline çevrilir. Böylece böcek belli bir davranış gösterir. Bir böcek türü için birden fazla uyarıcı kaynak uyarıda bulunabilmekte ve buna göre meydana gelen davranış şekli de değişik olmaktadır. Hatta çoğu kez uyarılar ve davranışlar birbirinin içine girmiş bir kompleks haldedir. Bu nedenle aralarında kesin bir sınır çizmek olanaksızdır. Örneğin bir böcek içgüdüsel bir etkiyle yumurta bırakmak zorundadır. Ancak yumurta bırakma yerini, çevresel faktörlerden birinin veya birkaçının uyarısı ile seçer. Yumurtlama yerine gittiğinde ise bir başka dış uyarı veya dış uyarılar dizisi araya girer ve yumurtlama başlar.
En son değiştirme: Pazartesi, 21 Aralık 2020, 6:03 ÖS