Etkileşim (İnteraksiyon)
Kuşaklar boyunca tiyatro bir Metafor olarak insan yaşamına hizmet etmiştir, çünkü tiyatronun kendisi insana özgü etkileşimin bir resmi ve sembolüdür.
Uri Rapp
Etkileşim (İnteraksiyon) semboller ve işaretlerle oluşan karşılıklı bir alışveriştir. Bu karşılıklı etkinin her kültürde farklılık gösterdiğini söyleyebiliriz. Her kültürde etkileşim yılların birikimleri üstüne bina edilmiştir, dil, beden dili, kostüm ve metaforlar üstünden yürür.
Gündelik hayatta etkileşim kendiliğinden gerçekleşir ve çoğu zaman üstünde düşünülmez. Sahnedeki etkileşim ise oyuncular ve diğer yaratıcı unsurlar tarafından yeniden yaratılan ve kaynağı yaşamın kendisi olan özel bir durumdur. Bu yanı ile hayattaki etkileşimden ayrılır: Hayat içindeki etkileşim çoğunlukla doğrudan ve organik işler, sonuç almaya yöneliktir. Sahne ise her zaman böyle değildir. Onun etkileşimi kendi koşulları itibariyle yeniden yoğurduğunu ve ona kendince bir form verdiğini söyleyebiliriz. Stanislawski’nin de söylediği gibi gerçek hayat ya da gündelik hayat sahnede bir anlam ifade etmez: Zira gerçekliğe sanatsal araçlarla dokunarak onu sanat düzeyine yükseltmek gerekir.
Etkileşim sahnede oyuncuyu var eden en önemli unsurdur: Sahnede yaşayan bir oyun aslında sahici ve inandırıcı bir etkileşimle mümkündür. Oyuncu ve seyirci arasındaki bu etkileşim, tercih edilmiş, özel bir durumu ifade eder. Etkileşimle ilgili şu saptamaları yapabiliriz:
- Sahnede etkileşim öncelikle oyuncuların yarattığı figürler arasında gerçekleşmek zorundadır.
- Figürler arasında gerçekleşen etkileşim seyirciyi de kapsamak zorundadır: Çember ancak ve ancak seyirci etkileşimin kapsama alanına girdiğinde tamamlanabilir, aksi boşluğa oynamaktır.
- Bir başka olgu ise oyuncunun temayla, bütün olarak oyunun malzemesiyle, içe dönük kurduğu etkileşimdir.
- Yukarıda söz konusu edilen olgular sahnede aynı anda gerçekleşmek zorundadır.[1]
Oyuncu adayının yapacağı alıştırmalar ve doğaçlamalarla sahneye özgü etkileşimin boyutlarını kavraması ve bunu kendi deneyimleriyle oyunculuk yaşantısının içine katması önemli bir aşamadır.
Oyuncu eğitimi açısından etkileşim meselesine daha derinlemesine bakmakta yarar var, zira etkileşim oyuncunun ve sahnenin en önemli unsurudur. Bu bağlamada etkileşimi üç ayrı açıdan değerlendirebiliriz.
- Sözel olamayan etkileşim.
- Sözel etkileşim.
- Altmetin çalışması açısından etkileşim.
Sahne üstünde etkileşim sadece söze dayanmaz. Daha radikal bir ifade kullanarak şöyle diyebiliriz: Sahnenin dayandığı etkileşim türü esas itibariyle sözel olmayan üstüne kuruludur. Seyirci oyuncunun öncelikle ne söylediğini duymak için değil, ne yaptığını görmek için oradadır. Oyuncu iletilmesi gereken anlamlar doğrultusunda yaratılan fiziksel devinimlerin üstüne sözü oturtursa, yapmak istediğini daha etkili bir biçimde seyirciye sunabilir.
Birbiriyle ilişkili iki kavram üstünde duralım: ‘İnteraktion şeması’ ve ‘derinlikli fiziksel devinim şeması’. Bu iki kavramı bu yazı kapsamında ele alırken bu kavramlarının birinin kuramsal boyutunun olduğunu diğerinin ise pratik olarak uygulamada işe yaradığını söylemekte yarar var.
Etkileşim şeması bir sahne ya da bir oyun için yapılması gereken en önemli çalışmalardan biridir. Bu sayede figürler arasındaki ilişki daha belirginleşecek ve oyuncunun pratik çalışmasına daha derinlemesine etkilerde bulunacaktır. Bu konuda tiyatro sosyolojisi konusunda önemli bir doktora çalışması yapmış olan Uri Rap meseleye şöyle yaklaşıyor:
- Role ait olan her devinim aslında rolün bütününü temsil eder.
- Roller devinimlerin bütünü içinde kendilerini temsil ederler ve kendi tipik durumları itibariyle bir etkileşim şeması oluştururlar.[2]