PRT 126 Mezopotamya’da İlk Yerleşimler ve Şehir Devletleri
Mezopotamya kültür bölgesinde Ubeyd Çağı'nın ardından küçük yerleşim yerlerinin büyümeye ve kentleşmeye başladığını görüyoruz. Uruk Çağı ile beraber köy kasaba niteliğindeki yerleşimler kent niteliği kazanmaya başlamıştır. Orta uruk Çağı ile beraber kentler büyümüş, tapınak diyebileceğimiz büyük kamusal yapılar kentlerin merkezinde yer almıştır. Bu dönemde güney Mezopotamya'da iki ırmak Fırat ve Dicle arasında kalan alanda sulama teknikleri geliştirilmiş, çok sayıda su kanalı açılmıştır. Artan tahıl üretimi kentlerin zenginleşmesine neden olmuş ürün fazlası tapınak yapılarında toplanmıştır. Artan hammadde ihtiyacı için kentler arasında ve çevre kültür bölgelerinde ticari ilişkiler geliştirilmiştir. Uruk kentinde Uruk dönemi ile başlayan bu gelişim adeta sosyal ve kültürel patlama, kuzey Mezopotamya, Suriye, Güneydoğu Anadolu ve İran'a kadar olan bölgeleri etkilemiştir. Güney Mezopotamya Uruk Çağı kentlerinde toplumsal sınıflar, yönetimsel bir hiyerarşi, çeşitli meslek gruplar oluşmuştur. Dönemin en önemli gelişmesi ilk kez M.Ö.3200 itibariyle işaretlerden oluşan ilk yazının kullanılmaya başlamasıdır. Geç uruk Çağı'ndan kentlerin sayısı ve niteliğinde düşme olmakla birlikte Cemdet Nasr Çağı'nda yeni kentler ortaya çıkmıştır. Geç Uruk-Cemdet Nasr dönemi mimari açıdan önemli gelişimler sergiler ayrıca her iki dönemin kendine has seramik kültür ve gliptik sanatına ait çok sayıda eser mevcuttur. Bazı kentler surla çevrilidir. Buraya kadar olan süreçteki gelişimler kapsamındaki arkeolojik eserler ve mimari, ilk yerleşimler başlığı altında değerlendirilmektedir. Daha sonra Erhanedanlar Çağı'na geçiş süreci ve söz konusu Çağ'da kurulmaya başlayan kent devletleri dersin ikinci alt başlığını oluşturur. Bu başlıklar altında yerleşimler, kent devletleri, kültürel gelişimler incelenir.