Genel
Kültepe Kazıları ışığında, Assur Ticaret Kolonileri Çağı arkeolojisi hakkındaki son keşif ve bilgiler anlatılmaktadır.
M.Ö. II. Bin yılın ilk çeyreğinde, Anadolu ile K. Mezopotamya arasında
çok kuvvetli ve yaygın bir ticaret ağı kurulmuştu. Bu ticaretin yönetim
merkezi, Kuzey Mezopotamya’da, Aşağı Zab Nehrinin Dicle ile birleştiği
yerin 25 km kuzeyindeki Asur Krallığı’nın başkenti Asur şehridir.
Anadolu’daki zengin maden yatakları, tarım ve hayvan ürünlerinin
çeşitliliği, komşu ülkelerce eskiden beri bilinmekteydi. Daha M.Ö. III.
Binin son çeyreğinde, Akadlı tüccarların ticaret için, bugünkü Acemhöyük
olarak lokalize edilen Burušhanda’ya kadar geldikleri yazılıdır. Ayrıca
Kültepe-Kaniş’te yapılan kazılarda Anadolu-Mezopotamya ilişkilerinin
arkeolojik kanıtları da bulunmuştur.
Esası maden ve tekstil ticareti üzerine kurulu ticaret düzeninde,
Anadolu'da bulunmayan kalay, gümüş-altın karşılığında Anadolu halkına
satılmaktaydı. Hammadde olarak alınan yün de, "Babil modası"na uygun
olarak Assur'da dokutulup, Anadolu insanına yine, gümüş ve altın
karşılığında satılmaktaydı. Bu ticaret sisteminin Anadolu'daki merkezi
Kültepe-Kaniş idi ve Kaniş’e getirilen mallar, Anadolu içlerine kadar
dağıtılmaktaydı.
Kültepe dışında, Boğazköy, Alişar, Acemhöyük, Konya Karahöyük de karuma
sahip yerleşimlerdir. Ayrıca Kaman-Kalehöyük ve Kayalıpınar çivi yazılı
tablet buluntusu veren merkezlerdendir. Acemhöyük’ün bulla ve
etiketlerinde de çivi yazısıyla kısa notlar görülmektedir.
Bu ders kapsamında; Anadolu insanının yazıyı kullanmaya başladığı,
dolayısıyla tarihi döneme girilen bu çağda, yazılı belgeler ve diğer
arkeolojik kanıtlara dayanarak ekonomik, sosyal yapı, hukuk, inanç
sistemleri ve kent dokuları incelenmektedir.