KT G1-10


Költigin Yazıtı (Güney Yüzü 1-10

 

G1

 

t(e)ŋri t(e)g t(e)ŋride bolm(ı)ş türü̮k bilge k(a)g(a)n bu ödke ol(u)rt(u)m sab(ı)m(ı)n tük(e)ti (e)şidg(i)l ul(a)yu in(i)ygün(ü)m ogl(a)n(ı)m bir(i)ki ug(u)ş(u)m bod(u)n(u)m bir(i)ye ş(a)d(a)pıt b(e)gl(e)r yır(ı)ya t(a)rk(a)t buyruk b(e)gl(e)r ot(u)z ……….

 

Tanrı gibi gökte olmuş (yaratılmış) Türk Bilge Kağan, bu zamanda oturdum (tahta çıktım). Sözlerimi tamamıyla işit. Ve erkek kardeşim, oğullarım, birleşik boyum (soyum-sopum), halkım güneyde Şadapıt beyler, kuzeyde Tarkanlar, kumandan beyler, Otuz (Tatar …………………..

AÇIKLAMA: Orijinal metinde yazılmayan sesler çevriyazıda (trankripsiyon) parantez içinde gösterilmiştir.

teŋri ‘gök, gökyüzü’ +de [bulunma-çıkma durumu eki]

bol- ‘olmak’ -mış [geçmiş zaman sıfat-fiil eki]

öd ‘zaman’ + ke [yönelme durumu eki]

olur- ‘oturmak’ -tum [1. tekil kişi belirli geçmiş zaman]

sab ‘söz’ +ım [1. tekil kişi iyelik eki] +(ı)n [belirtme durumu eki]

tüketi ‘tamamıyla’ < tü- ‘tükenmek’ [krş. tü-m, tü-men–k [fiilden isim yapım eki] +e [isimden fiil yapım eki] –t ‘tüketmek’ [fiilden fiil yapım eki, ettirgenlik eki] –i [kalıplaşmış zarf-fiil eki]

eşid- ‘işitmek’ –gil [2. tekil kişi emir eki]

ulayu ‘ve’ < ul ‘temel, esas’ +a ‘ulamak, eklemek’ [isimden fiil yapım eki] -(y)u [kalıplaşmış zarf-fiil eki]

ini(y) ‘erkek kardeş’ +gün [çokluk eki] +üm [1. tekil kişi iyelik eki]

og(u)l ‘evlat, çocuk’ +an [çokluk eki: ogul sözcüğü ünlü ile başlayan bir ek aldığı zaman ikinci hecedeki ünlü düşer, orta hece düşmesine uğrar.] +(ı)m [1. tekil kişi iyelik eki]

biriki ‘birleşik’ < bir ‘bir (1)’ +ik ‘birikmek’ [isimden fiil yapım eki] –i [kalıplaşmış –yapım eki görevini üstlenmiş- zarf-fiil eki]

AÇIKLAMA: Bu dönemde zarf-fiil ekleri kalıplaşarak ulandıkları sözcüğü isimleştirebiliyorlardı.

 

uguş ‘soy-sop’ +(u)m [1. tekil kişi iyelik eki]

bodun ‘ulus, halk’ +(u)m [1. tekil kişi iyelik eki]

bir(i) ‘güney’ +(y)e [yönelme durumu eki]

beg ‘bey’ +ler [çokluk eki]

yır(ı) ‘kuzey’ +(y)a [yönelme durumu eki]

tarkan ‘yüksek bir unvan’ +t [çokluk eki] (/n/ ile sonlanan adlara bu ek ulanırken /n/ düşer ve onun yerine ek ünsüzü /t/ gelir).

buyruk ‘kumandan, vezir’ < buy(u)r- ‘buyurmak, emir vermek’ –uk [isimden fiil yapım eki]

G2

 

to͡͡kuz og(u)z b(e)gl(e)ri bod(u)nı  bu s(a)b(ı)m(i)n (e)dgüti (e)şid k(a)t(ı)gdı tıŋla ilg(e)rü kün tugs(ı)k(k)a bir(i)g(e)rü kün ortusıŋ(a)ru k͡uurıg(a)ru kün b(a)tsı͡kıŋa yır(ı)g(a)ru tün ortusıŋ(a)ru (a)n͡ta içr(e)ki bod(u)n k͡oop m(a)ŋa kör[ür (a)n͡ça bod(u)n

 

Dokuz Oğuz beyleri ve halkı, bu sözlerimi iyice işit (ve) sağlamca dinle. Doğuda (ileride) güneşin doğacağı yere, güneyde gündüz ortasına, batıda güneşin battığı yere, kuzeyde gece ortasına kadar ondan içerdeki halk hep bana tâbidir. Onca halkı

 

AÇIKLAMA: Bu dönemde, özel adlarla kurulan tamlamalarda genellikle iyelik ekleri kullanılmaz. türük bodun “Türk halkı” KT G6, türük begler “Türk beyleri” KT G10, tabgaç kaganta “Çin hakanından” KT G11, yinçü ügüz keçe “İnci (Sır Derya) ırmağını geçerek” gibi. tokuz oguz begleri bodunı ifadesindeki iyelik eklerinin kullanımı ise nadirdir.

 

edgüti ‘iyice’ < ed ‘mal, mülk’ +gü ‘iyi’ [isimden isim –sıfat- yapım eki] +ti [isimden isim –zarf- yapım eki]

eşid- ‘işitmek’ –Ø [2. tekil kişi emir eki]

katıgdı ‘sağlamca’ < kat- ‘katmak, katılaştırmak’ –(ı)g ‘katı’ [fiilden isim yapım eki] +tı [isimden isim –zarf- yapım eki]

tıŋla- ‘dinlemek’ –Ø [2. tekil kişi emir eki]

*il ‘ileri, doğu’ +gerü [yön gösterme eki]

 

AÇIKLAMA:  “ * ” işareti, verilen sözcüğün hiçbir kaynakta verildiği şekliyle geçmediğini gösterir.

 

tug- ‘doğmak’ –sık [gelecek zaman sıfat-fiil eki] +ka [yönelme durumu eki]              

bir(i) ‘güney’ +gerü [yön gösterme eki]

ortu ‘orta’ (> orta) +sı [3. tekil kişi iyelik eki] +ŋaru [yön gösterme eki: 3. kişi iyelik eklerinden sonra ad durum ekleri gelirse araya zamir /n/’si girer. Burada da üçüncü tekil kişi iyelik ekinden sonra ad durum eklerinden olan +garu yön gösterme eki gelmiştir. Bu ekin ilk sesi /g/ ile zamir /n/’sinin kaynaşması sonucu yön gösterme ekinin ilk sesi /ŋ/’ye dönüşmüş ve ek +ŋArU olmuştur]

kurı ‘batı’ +garu [yön gösterme eki]

bat- ‘batmak’ –sık [gelecek zaman sıfat-fiil eki]  [3. tekil kişi iyelik eki] +ŋa [yönelme durumu eki]

yırı ‘kuzey’ +garu [yön gösterme eki]

a “3. tekil kişi zamiri ol “o”nun çekime girmiş hâli” +n [zamir n’si] +ta [bulunma-çıkma durumu eki: “orada, o zaman”]

 ‘iç’ +re [yön gösterme eki] +ki [aidiyet eki]

ben “1. tekil şahıs zamiri Köktürk yazıtlarında ben ~ men şeklinde geçer. Bunun yönelme durum eki almış hâli baŋa ~ maŋa’dır.”

kör- ‘tâbi olmak, itaat etmek’ –ür [3. tekil kişi geniş zaman eki]

a “3. tekil kişi zamiri ol’un çekime girmiş hâli” +n [zamir n’si] +ça [eşitlik durumu eki: ‘öylece’]

G3

 

k͡oop itd(i)m ol (a)mtı (a)ń(ı)g yo͡k türü͡k k(a)g(a)n ötü͡k(e)n yış ol(u)rs(a)r ilte buŋ yo͡k ilg(e)rü ş(a)n͡tuŋ y(a)zıka t(e)gi sül(e)d(i)m t(a)luyka kiç(i)g t(e)gm(e)d(i)m bir(i)g(e)rü to͡kuz (e)rs(i)nke t(e)gi sül(e)d(i)m tüpütke kiç(i)g [t(e)g]m(e)d(i)m k͡uurıg(a)ru y(e)nçü üg[(ü)z]

 

hep düzene soktum. O şimdi kötü (durumda) değil. Türk Kağanı Ötüken yaylasında oturursa ülkede sıkıntı olmaz. Doğuda Şantun ovasına kadar asker sevk ettim, denize pek az kala durdum. Güney yönünde Dokuz Ersin’e kadar asker sevk ettim, Tibet’e ulaşmama az kaldı. Batıda İnci (Sır Derya) ırmağını

 

it- ‘düzene sokmak’ –dim [1. tekil kişi belirli geçmiş zaman eki]

yok ‘yok’ < yo- ‘yok olmak’ –k [fiilden isim yapım eki]

olur- ‘oturmak’ –sar [zarf-fiil eki veya 3. tekil şahıs şart eki]

il ‘memleket, ülke’ +te [bulunma-çıkma durumu eki]

yazı ‘ova’ < yaz- ‘açmak, yaymak’ –ı ‘ova’ [fiilden isim yapım eki] +ka [yönelme durumu eki]

tegi ‘kadar’ < teg- ‘değmek, ulaşmak’ –i ‘kadar’ [kalıplaşmış zarf-fiil eki, fiilden isim –zarf- türeten ek]

taluy ‘deniz’ +ka [yönelme durumu eki]

tegme- ‘ulaşmamak’ < teg- ‘ulaşmak’ –me [olumsuzluk eki] –dim [1. tekil kişi belirli geçmiş zaman eki]

Tokuz Ersin ‘yer adı’ +ke [yönelme durumu eki]

Tüpüt ‘yer adı’ +ke [yönelme durumu eki

süle- ‘asker sevk etmek, sefer etmek’ < sü ‘asker’ +le [isimden fiil yapım eki] –dim [1. tekil kişi belirli geçmiş zaman eki]

 

G4

 

k(e)çe t(e)m(i)r k(a)p(ı)gka t(e)gi sül(e)d(i)m yır(ı)g(a)ru y(i)r b(a)y(ı)rk͡uu yiriŋe t(e)gi sül(e)d(i)m bun͡ça yirke t(e)gi yor(ı)td(ı)m ötü͡k(e)n yışda yig idi yo͡k (e)rm(i)ş il tuts(ı)k yir ötü͡k(e)n yış ermiş bu yirde ol(u)r(u)p t(a)bg(a)ç bod(u)n birle

 

geçerek Demir Kapı’ya kadar asker sevk ettim. Kuzeyde Yir Bayırku yerine (ülkesine) kadar asker sevk ettim. Bunca yere kadar sefer ettim (yürüttüm), Ötüken yaylasından daha iyisi hiç yok imiş. Memleket edinilecek yer Ötüken yaylası imiş. Bu yerde oturup Çin halkı ile

 

keç- ‘geçmek’ –e [zarf-fiil eki]

kapıg ‘kapı’ (temir kapıg ‘Demir Kapı’) < kapa- ‘kapamak, örtmek’ –g [fiilden isim yapım eki- ikinci hecede ünlü daralması ile > kapıg+ka [yönelme durum eki]

yir ‘yer, memleket’ +i [3. tekil kişi iyelik eki] +ŋe [yönelme durumu eki]

bu ‘işaret zamiri, bu’ +n [zamir n’si] +ça [eşitlik durumu eki]

yir ‘yer’ +ke [yönelme durumu eki]

yorıt- ‘yürütmek, sefer etmek’ < yorı- ‘yürümek’ –t [ettirgenlik eki] –dım [1. tekil kişi belirli geçmiş zaman eki]

yış ‘yayla’ +da [bulunma durumu eki]

er- ‘i- fiili’ –miş [3. tekil kişi belirsiz geçmiş zaman: ‘imiş’]

tut- ‘tutmak, edinmek’ –sık [gelecek zaman sıfat-fiil eki]

olur- ‘oturmak’ –(u)p [zarf-fiil eki]

 

G5

 

tüz(ü)lt(ü)m (a)ltun küm(ü)ş işg(i)ti k͡uut(a)y buŋs(u)z (a)nça birür t(a)bg(a)ç bod(u)n s(a)bı süçig (a)gısi yimşak (e)rm(i)ş süçig s(a)b(ı)n y(i)mş(ak) (a)gın (a)r(ı)p ır(a)k bod(u)n(u)g an͡ça y(a)gutir (e)rm(i)ş y(a)gru k͡oontukda kisre (a)ń(ı)g bil(i)g (a)n͡ta öyür (e)rm(i)ş

 

barış yaptım (ilişkileri düzelttim). Altın, gümüş, ipekli kumaşı sıkıntısız öylece verir. Çin halkının sözü tatlı, ipekli kumaşları yumuşak imiş. Tatlı sözle, yumuşak ipekli kumaşla aldatıp uzak(ta bulunan) halkı öylece yaklaştırır imiş. Yaklaşıp yerleştikten sonra kötü bilgi(li) o zaman düşünürmüş. 

 

tüzül- ‘ilişkileri düzeltmek, barış yapmak’ < tüz ‘düz, düzgün’  ‘düzgün hâle sokmak’ [isimden fiil yapım eki] –l [fiilden fiil yapım eki, edilgenlik –dönüşlülük fonksiyonunda- eki] –tüm [1. tekil kişi belirli geçmiş zaman]

buŋsuz ‘bunsuz, sıkıntısız’ < buŋ ‘sıkıntı’ +suz [isimden isim yapım eki, yokluk eki]

bir- ‘vermek’ –ür [3. tekil kişi geniş zaman eki]

sab ‘söz’  [3. tekil kişi iyelik eki]

agı ‘ipekli kumaş, armağan’ +sı [3. tekil kişi iyelik eki]

sab ‘söz’ +(ı)n [araç durumu eki]

süçig ‘tatlı’ < süt ‘süt’ +sig [isimden isim –sıfat- yapım eki. Sözcük kökünün son sesi /t/ ile ek başı /s/ seslerinin kaynaşmasından dolayı hece başı ünsüzü /ç/’dir]

agı ‘ipekli kumaş’ +n [araç durumu eki]

ar- ‘aldatmak’ –(ı)p [zarf-fiil eki]

ırak ‘uzak’ < ır- ‘uzaklaşmak’ –ak [fiilden isim yapım eki]

bodun ‘halk’ +(u)g [belirtme durumu eki]

yagut- ‘yaklaştırmak’ < ya- ‘yaklaşmak, yakın olmak’ –k ‘yakın, hısım akraba’ [fiilden isim yapım eki] +u ‘yaklaşmak’ [isimden fiil yapım eki: > yagu-–t [fiilden fiil yapım eki, ettirgenlik] –ır er-miş [3. tekil kişi geniş zamanın rivayeti eki]

yag(u)r- (< yakur-) ‘yaklaşmak’ < ya- ‘yaklaşmak’ –k ‘yakın’ [fiilden isim yapım eki] +u ‘yaklaşmak’ [isimden fiil yapım eki: > yagu-–r [ettirgenlik eki] –u [zarf-fiil eki]

kon- ‘konmak, yerleşmek’ < ko- ‘komak, koymak’ –n [dönüşlülük eki] –tuk [geçmiş zaman sıfat-fiil eki] +da [bulunma-çıkma durumu eki]

bilig ‘bilgi’ < bil- ‘bilmek’ –(i)g [fiilden isim yapım eki]

ö- ‘düşünmek’ –(y)ür er-miş ‘düşünür imiş’ [3. tekil kişi geniş zamanın rivayeti eki]

 

G6

 

(e)dgü bilge kişig (e)dgü (a)lp kişig yor(ı)tm(a)z (e)rm(i)ş bir kişi y(a)ŋ(ı)ls(a)r ug(u)şı bod(u)nı bişü͡kiŋe t(e)gi k͡ııdm(a)z (e)rm(i)ş süçig s(a)bıŋa y(i)mş(a)k (a)gısıŋa (a)rtur(u)p ü͡küş türü͡k bod(u) ölt(ü)g türü͡k bod(u)n öls(i)k(i)g bir(i)ye çug(a)y yış tög(ü)lt(ü)n

 

İyi bilge insanı, iyi yigit insanı yürütmez (ilerletmez) imiş. Bir kişi yanıldığında soyu-sopu halkının beşikteki çocuğuna kadar acımazmış. Tatlı sözüne yumuşak ipekli kumaşına aldatıp çok sayıda Türk halkı öldün, Türk halkı öleceksin. Güneyde Çugay yaylası, Tögültün

 

bilge ‘bilen, bilgili’ < bil- ‘bilmek’ –ge [fiilden isim –sıfat- yapım eki]

kişi ‘kişi, insan’ +g [belirtme durumu eki]

yorıt- ‘yürütmek’ < yorı- ‘yürümek’ –t [ettirgenlik eki] –maz er-miş [3. tekil kişi olumsuz geniş zamanın rivayeti eki]

yaŋıl- ‘yanılmak’ < yaŋ- ‘yanılmak’ –(ı)l [edilgenlik eki] –sar [zarf-fiil eki]

bişük ‘beşik’ +i [3. tekil kişi iyelik eki] +ŋe [yönelme durumu eki]

kıd- ‘kıymak, acımak’ –maz er-miş [3. tekil kişi olumsuz geniş zamanın rivayeti eki]

sab ‘söz’  [3. tekil kişi iyelik eki] +ŋa [yönelme durumu eki]

agı ‘ipekli kumaş’ +sı [3. tekil kişi iyelik eki] +ŋa [yönelme durumu eki]

artur- ‘aldatmak, kandırmak’ < ar- ‘aldatmak’ –tur [ettirgenlik eki] (u)p [zarf-fiil eki]

öl- ‘ölmek’ –tüg [2. tekil kişi belirli geçmiş zaman eki, ŋ ~ g nöbetleşmesi ile]

öl- ‘ölmek’ –sikig [2. tekil kişi gelecek zaman eki, ŋ ~ g nöbetleşmesi ile]

G7

 

y(a)zı k͡oon(a)yin tis(e)r türü͡k bod(u)n öls(i)k(i)g (a)n͡ta (a)ń(ı)g kişi (a)n͡ça boşgurur (e)rm(i)ş ır(a)k (e)rs(e)r y(a)bl(a)k (a)gı birür y(a)gu͡k (e)rs(e)r (e)dgü (a)gı birür tip (a)nça boşgurur (e)rmiş bil(i)g bilm(e)z kişi ol s(a)b(ı)g (a)l(ı)p y(a)gru b(a)r(ı)p ük(ü)ş kişi ölt(ü)g

 

konayım der ise Türk halkı öleceksin. Orada kötü kişi öylece öğretirmiş. “(Çinliler, bir halk) uzak ise kötü armağan verir, yakın ise iyi armağan verir” diyerek öylece akıl verirmiş. Cahil (bilgi bilmeyen) kişi o sözü alıp yakın gidip, çok insan öldün.

 

kon- ‘konmak, yerleşmek’ < ko- ‘koymak’ –n ‘konmak, yerleşmek’ [dönüşlülük eki] –ayın [1. tekil kişi emir eki]

ti- ‘demek’ –ser [zarf-fiil eki]

boşgur- ‘öğretmek’ <*boşgu- ‘öğrenmek’ –r [ettirgenlik eki] –ur er-miş [geniş zamanın rivayeti]

yaguk ‘yakın’ < ya- ‘yakın olmak’ –k ‘yakın, hısım akraba’ [fiilden isim yapım eki] +u ‘yaklaşmak’ [isimden fiil yapım eki: > yagu-–k [fiilden isim yapım eki]

er- ‘imek yardımcı fiili’ –ser [zarf-fiil eki]

ti- ‘demek’ –p [zarf-fiil eki]

bil- ‘bilmek’ –mez [geniş zamanın olumsuzu sıfat-fiil eki, bilig bilmez kişi “cahil kişi” ifadesinde ‘kişi’nin sıfatı]

G8

 

ol y(e)rg(e)rü b(a)rs(a)r türü͡k bod(u)n ölt(e)çi s(e)n ötük(e)n yir ol(u)r(u)p (a)rk(ı)ş tirk(i)ş ıs(a)r n(e)ŋ buŋ(u)g yo͡k ötü͡k(e)n yış ol(u)rs(a)r b(e)ŋgü il tuta ol(u)rt(a)çı s(e)n türü͡k bod(u)n to͡k (a)rk(u)k s(e)n açs(ı)k tos(ı)k öm(e)z s(e)n bir tods(a)r açs(ı)k öm(e)z s(e)n (a)nt(a)g(ı)ŋ(ı)n

 

O yere doğru gittiğinde, Türk milleti öleceksin. Ötüken yaylasında oturup kervan kafile gönderirsen asla sıkıntın olmaz. Ötüken yaylasında oturursan ebedî ülke tutarak oturacaksın. Türk milleti tok (ve) aksisin, acıkacağını doyacağını düşünmezsin. Bir defa doyarsan acıkacağını düşünmezsin. Öyle olduğun

 

yer ‘yer’ +gerü [yön gösterme eki]

bar- ‘gitmek, varmak’ –sar [zarf-fiil eki veya şart eki: barsar …. ölteçi sen “gidersen (gittiğinde) ….. öleceksin”]

öl- ‘ölmek’ –teçi sen [2. tekil kişi gelecek zaman eki]

ı- ‘göndermek’ –sar [zarf-fiil eki veya şart eki]

buŋ ‘sıkıntı’ +(u)g [2. tekil kişi iyelik eki]

tut- ‘tutmak, edinmek’ –a [zarf-fiil eki: il tuta “ülke tutarak”]

olur- ‘oturmak’ –taçı sen [2. tekil kişi gelecek zaman eki]

tok ‘tok, aç olmayan’ < to- ‘doymak’ –k [fiilden isim yapım eki]

aç- ‘acıkmak’ –sık [gelecek zaman sıfat-fiil eki]

to- ‘doymak’ –sık [gelecek zaman sıfat-fiil eki]

tod- ‘doymak’ < to- ‘doymak’ –d [fiilden fiil yapım eki, pekiştirme (kuvvetlendirme) eki] –sar [zarf-fiil eki]

ö- ‘düşünmek’ –mez sen [2. tekil kişi olumsuz geniş zaman eki]

antag (< anı teg) ‘onun gibi, öyle’ +(ı)ŋ [2. tekil kişi iyelik eki] +(ı)n [belirtme durumu eki]

 

G9

 

üçün ig(i)dm(i)ş k(a)g(a)n(ı)ŋ(ı)n s(a)bin (a)lm(a)tin yir s(a)yu b(a)rd(ı)g k͡oop (a)nta (a)lk(ı)n͡t(ı)g (a)r(ı)lt(ı)g (a)n͡ta k(a)lm(ı)şı yir s(a)yu k͡oop toru ölü yor(ı)yur (e)rt(i)g t(e)ŋri y(a)rl(ı)kadu͡kin üçün [ö]z(ü)m k͡uutum b(a)r üçün k(a)g(a)n ol(u)rt(u)m k(a)g(a)n ol(u)r(u)p

 

için beslemiş kağanının sözünü almadan (dinlemeden) her yere gittin, hep oralarda tükendin, zayıfladın. Orada (sağ) kalmış olanları her yönde hep mahvolarak ölerek yürür idin. Tanrı buyurduğu için kendim bahtım olduğu için kağan (olarak tahta) oturdum. Kağan (olarak tahta) oturup

 

igid- ‘beslemek, doyurmak’ –miş [geçmiş zaman sıfat-fiil eki: igidmiş kagan “besleyip doyurmuş kağan”]

kagan ‘kağan’ +(ı)ŋ [2. tekil kişi iyelik eki] +ın [ilgi (tamlayan) durumu eki: Bu ek /ŋ/ iledir. Ancak 2. tekil kişi iyelik eki olan ’den sonra geldiği için aykırılaşma (dissimilation) sonucu /n/’ye dönüşmüştür]

sab ‘söz’  [3. tekil kişi iyelik eki] +n [belirtme durumu eki]

al- ‘almak’ –matın [olumsuz zarf-fiil eki]

sayu ‘her’ < sa- ‘saymak, hesap etmek’ –(y)u [kalıplaşmış zarf-fiil eki: yir sayu “her yer”]

bar- ‘varmak, gitmek’ –dıg [2. tekil kişi belirli geçmiş zaman eki, ŋ ~ g nöbetleşmesi ile]

alkın- ‘tükenmek’ < alk- ‘tükenmek, mahvolmak’ –(ı)n [fiilden fiil yapım eki, dönüşlülük eki] –tıg [2. tekil kişi belirli geçmiş zaman eki, ŋ ~ g nöbetleşmesi ile]

arıl- ‘zayıflamak’ < ar- ‘zayıf düşmek –(ı)l [dönüşlülük eki] –tıg [2. tekil kişi belirli geçmiş zaman eki]

kal- ‘kalmak, arkada kalmak’ –mış [geçmiş zaman sıfat-fiili]  [3. tekil kişi iyelik eki]

tor- ‘mahvolmak’ –u [zarf-fiil eki]

öl- ‘ölmek’ –ü [zarf-fiil eki]

yorı- ‘yürümek’ –(y)ur ertig [2. tekil kişi geniş zamanın hikâyesi eki, ŋ ~ g nöbetleşmesi ile]

yarlıka- ‘buyurmak, lutfetmek’ < yar- ‘hüküm vermek’ –(ı)l ‘hüküm verilmek’ [edilgenlik eki] –(ı)g ‘hüküm, karar’ [fiilden isim yapım eki] +ka [isimden fiil yapım eki: > yarlıka-, yarlıgka-–duk [geçmiş zaman sıfat-fiil eki]  [3. tekil kişi iyelik eki] +n [belirtme durumu eki]

öz ‘kendi’ +(ü)m [1. tekil kişi iyelik eki]

kut ‘baht, mutluluk’ +(u)m [1. tekil kişi iyelik eki]

G10

 

y͡ok çıg(a)ń bod(u)n(u)g k͡oop k͡uubr(a)td(ı)m çıg(a)ń bod(u)n(u)g b(a)y kıl͡tım az bod(u)n(u)g üküş kıl͡t(ı)m (a)zu bu s(a)b(ı)mda ig(i)d b(a)rgu türü͡k b(e)gl(e)r bod(u)n bunı (e)şid(i)ŋ türük [bodun ti]r(i)p il tuts(ı)k(ı)ŋ(ı)n bun͡ta urt(u)m y(a)ŋ(ı)l(ı)p öls(i)k(i)ŋ(i)n y(e)me

 

yok yoksul halkı hep derleyip topladım. Yoksul halkı zengin yaptım, az halkı çoğalttım. Acaba bu sözümde yalan var mı? Türk beyleri, Türk ulusu bunu işitin! Türk halkı (senin) yaşayıp vatan tutacağını burada hâkkettim, yanılıp öleceğini de

 

bodun ‘halk, millet, ulus’ +(u)g [belirtme durumu eki]

kubrat- ‘toplamak, bir araya getirmek’ < kubra- ‘toplamak’ –t [ettirgenlik eki] –dım [1.tekil kişi belirli geçmiş zaman eki]

sab ‘söz’ +(ı)m [1. tekil kişi iyelik eki] +da [bulunma durumu eki]

bar ‘var, mevcut’ –gu [soru eki]

eşid- ‘işitmek’ –iŋ [2. çoğul kişi emir eki]

tir- ‘yaşamak’ –(i)p [zarf-fiil eki]

tut- ‘tutmak’ –sık [gelecek zaman sıfat-fiili eki] +(ı)ŋ [2. tekil kişi iyelik eki] +(ı)n [belirtme durumu eki]

ur- ‘hâkketmek, vurarak yazmak’ –tum [1. tekil kişi belirli geçmiş zaman eki]

yaŋıl- ‘yanılmak’ < yaŋ- ‘yanmak, yanlış yapmak’ –(ı)l [edilgenlik eki] –(ı)p [zarf-fiil eki]

öl- ‘ölmek’ –sik [gelecek zaman sıfat-fiil eki] +(i)ŋ [2. tekil kişi iyelik eki] +(i)n [belirtme durumu eki]


En son değiştirme: Perşembe, 16 Kasım 2017, 1:19 ÖS