BK D2-9
Bilge Kağan Yazıtı (Doğu Yüzü 2-9)
D2
üze kök t(e)ŋri (a)s[ra yagız yer kılındukta ekin ara kişi oglı kılınmış]
Yukarıda mavi gök, aşağıda kara toprak yaratıldığında ikisi arasında insanoğlu yaratılmış.
AÇIKLAMA: [ ] içindeki bölüm orijinal metinde okunamayan yerleri gösterir. BK ve KT yazıtlarının bazı bölümleri aynı olduğu için BK yazıtındaki bu noksanlık KT’e bakarak tamamlanmıştır.
üze ‘yukarı, yukarıda’ (< * üz ‘üst, yukarı’ +re [yön gösterme eki])
asra ‘aşağı, aşağıda’ (< * as ‘aşağı’ +ra [yön gösterme eki])
kılın- ‘yaratılmak’ < kıl- ‘kılmak, yaratmak’ -(ı)n [edilgenlik eki] –dukta [zarf-fiil eki: -duk+ [sıfat-fiil eki] +da [bulunma durumu eki]]
eki ‘2’ +n [araç durumu eki]
kılın- ‘yaratılmak’ < kıl- ‘yaratmak’ –(ı)n [edilgenlik eki] –mış [3. tekil kişi belirli geçmiş zaman eki]
D3
kişi oglın͡ta üze (e)çüm (a)pam bum(ı)n k(a)g(a)n (i)şt(e)mi k(a)g(a)n ol(u)rm(ı)ş ol(u)r(u)p(a)n türü͡k [b]od(u)n(ı)ŋ ilin törüsin tuta birm(i)ş iti birm(i)ş tört bul(u)ŋ k͡oop y(a)gı (e)rm(i)ş sü sül(e)pen tört bul(u)ŋd(a)kı bod(u)n(u)g [kop almış kop baz kılmış] b(a)şl(ı)g(ı)g [yüküntürmiş tizligig sökürmiş ilgerü kadırkan yışka tegi kirü]
İnsanoğlunun üzerine atam dedem Bumın Kağan, İştemi Kağan tahta oturmış. Tahta oturarak Türk milletinin ülkesi devletini tutmuş (ve) düzenlemiş. Dört taraf hep düşman imiş. Asker sevk ederek dört taraftaki milleti hep almış hep bağımlı kılmış, başı olana baş eğdirmiş, dizi olana diz çöktürmüş. Doğuda Kingan dağlarına kadar batıda
og(u)l ‘oğul’ +ı [3. tekil kişi iyelik eki: orta hece düşmesi ile oglı ] +n [zamir n’si] +ta [bulunma durumu eki]
eçü ‘ata dede, ced’ +m [1. tekil kişi iyelik eki]
apa ‘ata, ecdat’ +m [1. tekil kişi iyelik eki]
olur- ‘(tahta) oturmak’ –(u)pan [zarf-fiil eki]
bodun ‘halk, millet’ +(ı)ŋ [ilgi durumu eki]
il ‘memleket, ülke’ +i [3. tekil kişi iyelik eki] +n [belirtme durumu eki]
törü ‘töre, yasa’ +si [3. tekil kişi iyelik eki] +n [belirtme durumu eki]
tut- ‘tutmak’ –a birmiş [tasvirî fiil. bir- yardımcı fiili bugün Türkiye Türkçesinde olduğu gibi asıl fiile tezlik anlamı katmaz. Bu dönemde bir- ~ ber- yardımcı fiili, kesinlik anlamı katar]
it- ‘düzenlemek’ –i [zarf-fiil eki]
bir- ‘kesinlik anlamı katan yardımcı fiil’ –miş [3. tekil kişi belirsiz geçmiş zaman eki]
süle- ‘asker sevk etmek’ –pen [zarf-fiil eki]
baz ‘bağımlı, tâbi’ < ba- ‘bağlamak’ –z [fiilden isim yapım eki]
başlıg ‘başlı, başı olan’ < baş ‘baş’ +lıg [isimden isim –sıfat- yapım eki] +(ı)g [belirtme durumu eki]
yüküntür- ‘baş eğdirmek, secde ettirmek’ < yükün- ‘baş eğmek’ –tür [ettirgenlik eki] –miş [3. tekil kişi belirli geçmiş zaman]
tizlig ‘dizli, dizi olan’ < tiz ‘diz’ +lig [isimden isim yapım eki] +(i)g [belirtme durumu eki]
sökür- ‘diz çöktürmek’ < sök- ‘çökmek’ –ür [ettirgenlik eki] –miş [3. tekil kişi belirli geçmiş zaman eki]
kirü ‘batı’ (*ki [arka, sonra] +rü [yön gösterme eki])
D4
t(e)m(i)r k(a)p(ı)gka t(e)gi k͡oon͡t(u)rm(ı)ş (e)kin (a)ra idi oks(u)z kök türü͡k iti an͡ça o(u)rur (e)rm(i)ş bilge k(a)g(a)n (e)rmiş (a)lp k(a)g(a)n (e)rmiş buyrukı <y(e)me> bilge (e)rm(i)ş (e)r(i)n͡ç alp (e)rm(i)ş (e)r(i)nç b(e)gl(e)ri y(e)me bod(u)nı [y(e)me tüz (e)rm(i)ş (a)nı üçün il(i)g (a)n͡ça tutm(ı)ş (e)r(i)nç il(i)g tut(u)p törü[g itmiş özi ança kergek bolmış]
Demir Kapı’ya yerleştirmiş. İki (sınır) arasında pek bağımsız Köktürkleri düzene sokarak öylece hükmeder imiş. Bilgili kağan imiş, yiğit kağan imiş, veziri de bilgili imiş şüphesiz, yiğit imiş şüphesiz. Beyleri hem milleti itaatli (düzgün) imiş. Onun için ülkeyi öylece elinde tutmuştur, ülkeyi elinde tutup yasayı düzenlemiş. Kendisi öylece vefat etmiş.
AÇIKLAMA: Orijinal metinde bulunmayan veya okumayan yerler [ ] içinde tamamlanır.
it- ‘düzene sokmak’ –i [zarf-fiil eki]
beg ‘bey’ +leri [3. çoğul kişi iyelik eki]
a ‘3. tekil kişi zamiri ol’ +nı [belirtme durumu eki: anı üçün “onun için”. Bu dönemde için edatı belirtme durumu eki ile kullanılır]
il ‘memleket, ülke’ +(i)g [belirtme durumu eki]
törü ‘töre, yasa’ +g [belirtme durumu eki]
oksuz ‘örgütsüz, bağımsız’ < ok ‘boy örgütü’ +suz [isimden isim –sıfat- yapım eki, yokluk eki]
kergek ‘gerek, gerekli’ < kerge- ‘gerekmek, gerekli olmak’ –k [fiilden isim yapım eki]
D5
yogçı sıg(ı)tçı öŋre kün tugs(ı)kd(a)kı bükli çöll(ü)g il t(a)bg(a)ç tüpüt (a)p(a)r pur(u)m k͡ıırk(ı)z üç k͡uurık(a)n ot(u)z t(a)t(a)r k͡ııtań t(a)t(a)bı bun͡ça bod(u)n k(e)l(i)p(e)n sıgtam(ı)ş yoglam(ı)ş (a)n͡t(a)g k͡ül(ü)g k(a)g(a)n (e)r[miş an͡ta kisre inisi] kagan [bolmış er](i)n͡ç oglıtı k(a)g(a)n bolm(ı)ş (e)r(i)n͡ç (a)n͡ta [kisre inisi eçisin teg]
Yuğ töreni yapıcı (ve) ağlayıcı (olarak) doğuda gün doğusundaki Bükli Çöllüg memleket, Çin, Tibet, Avar, Rum (Bizans), Kırgız, Üç Kurıkan, Otuz Tatar, Kıtay, Tatabı bunca millet gelerek ağlamış, yuğ töreni yapmış. Öylesine şöhretli kağanmış. Ondan sonra küçük kardeşi kağan olmuş şüphesiz, çocukları kağan olmuş şüphesiz. Ondan sonra kardeşi ağabeyi gibi
yogçı ‘yuğ töreni yapan, yasçı’ < yo- ‘yok olmak’ –g ‘yok olan şey’ [fiilden isim yapım eki] +çı [isimden isim yapım eki, meslek eki]
sıgıtçı ‘ağlayıcı’ < sıgıt ‘ağlama, ağıt’ +çı [isimden isim yapım eki]
öŋ ‘ön, ön taraf, doğu’ +re [yön gösterme eki]
tug- ‘(güneş) doğmak’ –sık [gelecek zaman sıfat-fiil eki] +da [bulunma durumu eki] +kı [aidiyet eki: kün tugsıkdakı “gün doğacak yerdeki, gün doğusundaki”]
kel- ‘gelmek’ –(i)pen [zarf-fiil eki]
sıgta- ‘ağlamak, ağıt yakmak’ < sıg(ı)t ‘ağlama’ +a [isimden fiil yapım eki] –mış [3. tekil kişi belirli geçmiş zaman eki]
yogla- ‘yuğ töreni düzenlemek’ < yo- ‘yok olmak’ –g ‘yok olan şey’ [fiilden isim yapım eki] +la [isimden fiil yapım eki] –mış [3. tekil kişi belirsiz geçmiş zaman eki]
külüg ‘ünlü, şöhretli’ < kü ‘şan, şöhret’ +lüg [isimden isim –sıfat- yapım eki]
ini ‘erkek kardeş’ +si [3. tekil kişi iyelik eki]
og(u)l ‘çocuk, evlat’ +(ı)t [Moğolca çokluk eki) +ı [3. tekil kişi iyelik eki]
AÇIKLAMA: Sözcükte orta hece düşmesine uğrayan sesler parantez içinde ( ) gösterilir.
eçi ‘ağabey’ +si [3. tekil kişi iyelik eki] +n [belirtme durumu eki: teg ‘gibi’ edatı yalın ve belirtme durumu eki almış ifadelerle kullanılır]
D6
kıl(ı)nm(a)du͡k (e)r(i)nç oglı k(a)ŋin t(e)g kıl(ı)nm(a)du͡k (e)r(i)n͡ç bil(i)gs(i)z k(a)g[an ol](u)rm(ı)ş (e)r(i)n͡ç y(a)bl(a)k k(a)g(a)n ol(u)rm(ı)ş (e)r(i)n͡ç buyrukı y(e)me bil(i)gs(i)z (e)rm(i)ş (e)r(i)n͡ç y(a)bl(a)k (e)rm(i)ş (e)r(i)n͡ç b(e)gl(e)ri bod(u)nı tüzs(ü)z üç(ü)n t(a)bg(a)ç bod(u)n t(e)bl[igin] kürl(ü)gin [üçün armakçı]sin üç(ü)n in(i)li (e)çili kikşürt(ü)kin üçün b(e)gli bod(u)nlıg
yaratılmamıştır, oğlu babası gibi yaratılmamıştır. Bilgisiz kağan (olarak) tahta çıkmış şüphesiz, kötü kağan (olarak) tahta çıkmıştır şüphesiz. Veziri hem bilgisiz imiş şüphesiz, kötü imiş şüphesiz, beyleri halkı itaatsiz olduğu için Çin milleti hilekâr ve sahtekâr olduğu için, aldatıcı olduğu için küçük ve büyük kardeşi birbirine düşürdüğü için bey ve halkı
biligsiz ‘bilgisiz’ < bil- ‘bilmek’ –(i)g ‘bilgi’ [fiilden isim yapım eki] +siz [isimden isim –sıfat- yapım eki, yokluk eki]
tüzsüz ‘itaatsiz, uyumsuz’ < tüz ‘düzgün, uyumlu’ +süz [yokluk eki]
teblig ‘hileci, aldatıcı’ +i [3. tekil kişi iyelik eki: Örnekte olduğu gibi iyelik eki ‘olmak’ anlamını verir.] +n [belirtme durumu eki]
kürl(ü)gin ‘hileci, aldatıcı’ +ü [3. tekil kişi iyelik eki: Burada olduğu gibi +I/+sI olan 3. tekil kişi iyelik eki, yuvarlak ünlülü sözcüklerden sonra bazen +U şeklinde gelebilmektedir.] +n [belirtme durumu eki]
armakçı ‘aldatıcı, sahtekâr’ < ar- ‘aldatmak’ –mak ‘aldatmak’ [fiilden isim yapım eki] +çı [isimden isim yapım eki] +sı [3. tekil kişi iyelik eki] +n [belirtme durumu eki]
ini ‘küçük erkek kardeş’ +li [birliktelik eki: inili eçili “büyük ve küçük kardeşi”]
kikşür- ‘kışkırtmak’ –tük [sıfat-fiil eki] +i [3. tekil kişi iyelik eki] +n [belirtme durumu eki]
begli bodunlı ‘bey ve halk’ +g [belirtme durumu eki]
D7
yoŋ(a)şurtu͡kin üç(ü)n türü͡k bod(u)n ill(e)dü͡k ilin ıçg(ı)nu [ı]dmış k(a)g(a)nl(a)du͡k k(a)g(a)nin yit(ü)rü ıdm(ı)ş t(a)bg(a)ç bod(u)nka b(e)gl(i)k urı og(u)lin k͡uul kıl͡tı (e)ş(i)l(i)k k͡ıız og(u)lin küŋ kıl͡tı türü͡k b(e)gl(e)r türü͡k (a)tin ıtı t(a)bg[açgı] b(e)gl(e)r t(a)bg(a)ç (a)tin tut(u)p(a)n t(a)bg[aç kaganka körmiş elig yıl]
birbirinin aleyhine çevirdiği için Türk milleti vatan hâline getirdiği ülkesini elden çıkarmış, tahta oturttuğu kağanını kaybedeyazmış. Çin milletine bey olamaya lâyık erkek evladını kul kıldı, hanım olmaya lâyık kız çocuğunu cariye yaptı. Türk beyleri Türk adını bıraktı, Çin’e bağlı olan beyler Çin adını tutarak Çin hakanına tâbi olmuş, elli yıl
yoŋşur- ‘birbirine düşürmek’ –tuk [geçmiş zaman sıfat-fiil eki] +ı [3. tekil kişi iyelik eki] +n [belirtme durumu eki]
ille- ‘memleket, vatan haline getirmek’ < il ‘vatan, memleket’ +le [isimden fiil yapım eki] –dük [geçmiş zaman sıfat-fiil eki]
ıçgın- ‘elden çıkarmak, kaybetmek’ –u ıdmış (Asıl fiil –u zarf-fiili ile yardımcı fiile bağlanmıştır. ıd- yardımcı fiili asıl fiilin anlamını pekiştirici görevdedir.)
kaganla- ‘kağan olarak tahta oturtmak’ < kagan ‘kağan, hükümdar’ +la [isimden fiil yapım eki] –duk [geçmiş zaman sıfat-fiil eki]
yitür- ‘kaybetmek, yitirmek’ < yit- ‘kaybolmak’ –ür [ettirgenlik eki] –ü ıdmış (3. tekil kişi belirsiz geçmiş zaman ekini almış ıd- yardımcı fiili, –ü zarf-fiil ekini almış asıl fiilden sonra gelmiştir).
beglik ‘bey olmaya lâyık, bey olacak’ < beg ‘bey’ +lik [isimden isim yapım eki]
eşilik ‘hükümdarın karısı, hanım olmaya lâyık, eş olacak’ < eşi ‘hükümdarın karısı, hanım’ +lik [isimden isim yapım eki]
ı- ‘göndermek’ –tı [3. tekil kişi belirli geçmiş zaman eki]
tabgaç ‘Çin’ +gı [aidiyet eki]
D8
iş(i)g küç(ü)g birm(i)ş ilg(e)rü kün tugs(ı)kka bükli [k](a)g(a)nka t(e)gi sül(e)yü birm(i)ş k͡uur(ı)g(a)ru t(e)m(i)r k(a)p(ı)gka <tegi> sül(e)yü birm(i)ş t(a)bg(a)ç k(a)g(a)nka ilin tör(ü)sin (a)lı birm(i)ş türü͡k k(a)ra k(a)m(a)g bod(u)n (a)n͡ça tim(i)ş ill(i)g bod(u)n [ertim ilim amtı kanı kimke ilig kazganur men tir ermiş]
işi gücü vermiş (hizmet etmiş). Doğuda, gün doğusunda Bükli kağanına kadar sefer etmiş, batıda Demir Kapı’ya kadar sefer etmiş, Çin kağanı için ülkesini devletini (töresini) almış. Türk avam (cahil, asil olmayan) halkı öylece demiş: “Vatanı olan millet idim, vatanım şimdi nerede? Kime (kim için) vatan kazanırım?” der imiş.
süle- ‘asker sevk etmek’ < sü ‘asker’ +le [isimden fiil yapım eki] –(y)ü birmiş (Kesinlik bildiren bir- yardımcı fiili, –ü zarf-fiil ekini almış asıl fiil üzerine gelmiştir).
illig ‘ili, vatanı olan’ < il ‘vatan, il’ +lig [isimden sıfat yapım eki]
il ‘vatan’ +(i)m [1. tekil kişi iyelik eki]
kazgan- ‘kazanmak’ –ur men [1. tekil kişi geniş zaman eki]
ti- ‘demek’ –r ermiş [3. tekil kişi geniş zamanın rivayet eki]
D9
k(a)g(a)nl(ı)g bod(u)n (e)rt(i)m k(a)g(a)n(ı)m k(a)nı ne k(a)g(a)nka iş(i)g küç(ü)g birür m(e)n tir (e)rm(i)ş (a)n͡ça tip t(a)bg(a)ç k(a)g(a)nka y(a)gı bolm(ı)ş y(a)gı bol(u)p it(i)nü y(a)r(a)t(ı)nu um(a)du͡k y(a)na i͡ç(i)km(i)ş bun͡ça iş(i)g küç(ü)g birtü͡kk(e)rü s(a)k(ı)nm(a)tı türü͡k bod(u)n(u)g öl(ü)r[eyin urugsır](a)t(a)yin tir (e)rm(i)ş üze
“Kağanlı millet idim, kağanım hani? Hangi kağana işi gücü veriyorum (hizmet ediyorum).” dermiş. Böyle deyip Çin kağanına düşman olmuş, düşman olup kendini düzene sokup örgütlenememiş yine (Çinlilere) bağımlı olmuş.(Çin halkı) bunca işi gücü vermesini düşünmeden “Türk halkını öldüreyim, neslini yok edeyim” dermiş. Yukarıda
ti- ‘demek’ –p [zarf-fiil eki]