Karahanlı Türkçesi Grameri 1: Ses Bilgisi

 

Ses Bilgisi


Ünlüler  

֍  e ~ i: Çağataycada kurallaşan Harezm Türkçesinde ise sıklıkla rastladığımız Türkçe kelimelerin ilk hecesindeki /e/’lerin /i/ şeklinde yazımı, bu dönemde kendini belli etmeye başlamıştır. Özellikle KB’de e ~ i ikili yazımı daha fazladır. Bu hususta aynı eserin iki nüshası arasında bile farklılıklar olabilmektedir. Örneğin KB’in Kahire nüshası (C), Fergana nüshasına (B) göre daha fazla /i/’lidir, fakat bu yazımlar sistemsiz bir şekilde olup bir satır sonrasında değişecek türdendir. : seril-  'gücenmek; tahammül etmek' B67-7~ siril-  C 34/7, edgü  'iyi' B 44-9 ~ idgü C 17-3, er-  'i-' B 45-2 ~  ir- C 17-10, sen B 48-5/C 20-10 (sen DLT I 43-6 ~ sin DLT III 138-26: Kençek dilince. Türkler “sen” derler.), men  'ben' B 61-1/C 28-6 (men DLT I 25-8 ~ min DLT I 60-4 ~ ben DLT I 31-17: Suvarlar, Kıpçaklar, Oğuzlar “ben bardum” derler.), erdem B 49-10 ~ irdem C 21-13, ew  'ev' B 51-7 ~ iw C 23-7, ersig  'erkek, yiğit, mert' B 52-4 ~ irsig C 24-2, ewür-  'çevirmek' B 57-8 ~ iwür- C 25-3, eski  B 60-8 ~ iski C 27-9 (krş. eski C 27-10), teg  'gibi' B 60-3 ~ tig C 27-15, keç-  'vazgeçmek' B 60-9 ~ kiç- C 27-15, eksü-  'azalmak' B 63-4 ~ iksü- C 30/7, em  'ilaç' B 90/5 ~ im C 45-11. 

֍  DLT’te kelime ortasındaki ünlüler genelde hareke ile gösterilmiş, hurûf-ı med denilen ünlü işaretleri nadiren kullanılmıştır. O nedenle Dìvan’daki bu yazım özelliği, Orhon Türkçesi metinlerinde olduğu gibi pek çok türkolog tarafından Türk dilinde birincil ünlü uzunluklarının tespitinde değerlendirilmiştir. DLT’te uzun ve kısa ünlülerin birbirinden ayırdedilecek şekilde uzatma harfleri (hurûf-ı med) ya da harekelerle yazılmış olduğunu ilk ileri süren Polivanov olmuştur[1]. Söz konusu çalışmalarda DLT’te uzun ünlülü olarak nitelenen kelimeler Türkmence ve Sahaca ile karşılaştırılmıştır. Ancak tespit edilen yazımlardaki tutarsızlıklar bence bu konuda kesin karara varmaya engel olmaktadır[2]. Bu yazım özelliği Karahanlı Türkçesinin diğer eserlerinde sistemli bir şekilde görülmemektedir. KB, AH ve Kuran çevirisinin bugün için bilinen nüshaları harekeli değildir ve DLT’ün aksine ünlü işaretleri kullanılmıştır. Örneğin: butak ~ butık şekillerindeki ünlüler DLT’te hareke ile gösteriliyorken KB’de geçen butık sözcüğünde sadece ünlü işaretlerinin yazıda gösterildiği yazım şekilleri vardır. Aşağıda ünlülerin kullanımı açısından ortaya çıkan ikili yazımlar DLT esas alınarak çıkarılmıştır. Ünlüler konusundaki bu değişiklikler dönemin diğer eserleriyle karşılaştırmalı olarak ele alınmıştır. İç ses konumundaki ünlü için;

a) DLT’te üstün ve esre harekesi her ikisi birden konularak bir kelimenin hem geniş hem dar ünlülü telaffuz edileceği belirtilmiş,

a ~ ı: arsal saç ‘kızıla çalan saç’ DLT I 105-23 ~ arsıl DLT I 80-7, butak ‘budak, dal’ DLT I 44-9 ~ butık DLT I 377-5, KB 4892; taşık- ‘dışarı çıkmak’ DLT II 116-22 (krş. KB 1586, AH 219 taş) ~ tışık- DLT II 116-22 (krş. AH 384 tış); yaldra- ‘az ışımak, az parlamak’ DLT III 437-5 ~ yaldrı- DLT III 437-9.

b) DLT’te esre ve ötre harekesi her ikisi birden konularak bir kelimenin hem düz hem yuvarlak ünlülü telaffuz edileceği belirtilmiş, böylece Eski Türkçede düzlük-yuvarlaklık uyumu dışında kalan ya da uyan kelimelerin iki varyantı ortaya çıkmıştır.

ı ~ u: awıçga ‘kocamış kişi, ihtiyar adam’ DLT I 143-14, KB 1638 ~ awuçga KB 6491 ~ awuçka KB B 6491; bulıt ‘bulut’ DLT I 138-10, KB 86, AH 223 ~ bulut DLT III 39-12, AH BC 57; bogım ‘boğum’ DLT I 395-14 ~ bogum DLT I 399-3 ~ bogun DLT I 399-3; kapug ‘kapı’ [< kapıg EDPT 583] DLT I 48-27, KB 264;  komıt- (krş. komı-) ‘çoşturmak, heyecana getirmek’ DLT I 69-8, KB 2328 ~ komut- DLT I 214-16; kurı- ‘kurumak’ DLT III 263-13, KB 67 ~ kuru- DLT II 206-1, AH 387 (krş. DLT kurın- ~ kurun-, kurır- ~ kurur-, kurıt- ~ kurut-); okış - ‘çağrışmak’ (krş. DLT III 254-11, AH 482 okı-) DLT I 186-28, KB 2365 ~ okuş- DLT I 183-3(krş. AH B 482 oku-); sıbızgu ‘düdük, boru’ DLT I 217-20 ~ sıbuzgu DLT I 176-7; sogık ‘soğuk’ KB 1060 ~ soguk KB 3581; tamırlıg ‘damarlı’ DLT I 495-11 ~ tamur DLT I 362-14, KB 1057 (krş. DLT tamar. Oğuzca); tapug ‘hizmet, ibadet’ [< tapıg EDPT 438] DLT I 373-12, KB 97;  tokıl- ‘döğülmek’ DLT II 129-17 ~ tokul- DLT II 129-11 ~ (krş. tokış- DLT II 103-20, KB 2364 ~ tokuş- DLT II 103-17); tokış ‘savaş, cenk’ DLT I 367-18, KB 2365 ~ tokuş DLT II 83-23; tuwır- ‘kulak dikmek, kulak kabartmak’ DLT II 73-24 ~ tuwur- DLT II 73-21; udıkla- ‘uyuklamak’ DLT III 349-5 (krş. KB udı-, udın-, udıt-) ~ udukla- DLT III 339-18 (krş. DLT udış- ~ uduş-; KB udun-); unıt- ‘unutmak’ DLT I 215-20, KB 757, AH 354 ~ unut- DLT I 215-10, AH BC 354, yorık ‘gidiş, huy’ DLT I 378-4, KB 4843 ~ yoruk DLT I 27-9.

i ~ ü: erdemlig ‘erdem sahibi’ KB 567 ~ erdemlüg KB B 567; ewlig ‘ev sahibi’ DLT II 176-27, KB 164 ~ ewlüg KB B 164; ewlük ‘kadın’ DLT I 251-9 ~ ewlik KB 449); körkit- ‘göstermek’ KB 663 ~ körküt- KB A 663, DLT II 340-7; min- KB 5803 ~ mün- DLT II 30-22, KB 4711; semiz DLT I 365-16, KB 3601 ~ semüz ‘semiz’ DLT 285-13; siñüt ‘karşılığına bir şey verilmeyen ve geri gönderilmeyen armağan’ DLT III 362-11 ~ süñüt DLT III 362-11; süçiş- ‘tatlılanmak’ DLT II 92-8 (krş. KB süçi-, süçin-, süçit-) ~ süçüş- DLT II 92-7 (krş. DLT süçi-, süçik ~ süçük, süçin- ~ süçün-); yinçü DLT I 31-7, KB 211 ~ yünçü KB 2935.

Köktürk ve Uygurca metinlerde /ı/ ve /i/’li olup da Karahanlı Türkçesi metinlerinde hem dar hem de yuvarlak ünlülü tespit ettiğimiz yukarıdaki örnekler dikkatli bir şekilde incelendiğinde söz konusu yuvarlaklaşmanın kelime içi dudak ünsüzlerinin ya da dudak ünlülerinin ilerleyici ya da gerileyici benzeşmesinden kaynaklandığı görülecektir. 

u ~ ı:  arkun ‘gelecek yıl, öbür yıl’ DLT I 108-13 ~ arkın DLT I 89-16; kaşuk ‘kaşık’ DLT I 383-2 ~ kaşıklık müñüz DLT I 504-4; kayguk ‘kayık’ DLT I 186-13 ~ kaygık DLT I 100-18; koguş ‘deri’ DLT II 205-21 ~ kogış DLT II 355-20; sıgırçuk ‘sığırcık kuşu’ DLT I 505-24, KB 4198 ~ sıgırçık DLT I 501-20; suvuk ‘sıvık, cıvık, sulu’ DLT III 164-10 ~ suvık DLT III 164-10; umunç ‘umma, umut etme’ DLT I 133-8, KB 1364, AH BC 212 ~ umınç KB 2812, AH 212; yançuk ‘torba, kese’ DLT II 6-14~ yançık DLT II 250-18.

ü ~ i: etük ‘pabuç, edik’ DLT I 68-19 (krş. KB 2494 etükçi) ~ etik DLT III 283-9; kertük ‘ağaçta açılan kertik’ DLT I 478-16 ~ kertik DLT I 478-19; süñüş ‘savaşta saldırma, süngü dürtme’ DLT III 365-1 ~ süñiş DLT III 365-1.

Ünsüzle sonlanan kelimelere ulanan yapım eklerinde bağlayıcı ünlü aşağıdaki örneklerde düz veya yuvarlak ünlülü gelmiştir. 

ı ~ u: kapış- ‘kapışmak’ DLT II 88-5 ~ kapuş- DLT II 113-15 (krş. KB 6482 kapuş ‘yağma’); umınç ‘umut’ KB 2812 ~ umunç KB 1364; uruş- ‘vuruşmak’ DLT 182-21, KB 2289 (krş. KB urul-, urun-, uruş) ~ urış- DLT I 367-22; yapıl- ‘örtünmek’ KB 4003 ~ yapul- KB 4638; yapış- ‘yapışmak’ DLT III 70-7 ~ yapuş- DLT III 53-18, KB 6630, AH 268; yonın- ‘yonar göstermek’ DLT III 86-7 ~ yonun- DLT III 86-5. Ek ünlüsünün u ~ ı değişkenliğini gösteren örnekler ise şunlardır: saçgur- ‘saçtırayazmak’ DLT II 187-21 ~ saçgır- DLT II 187-21, tamgur- ‘damlıyayazmak’ DLT II 179-7 ~ tamgır- DLT II 179-9.

ü ~ i: bekiş- ‘pekişmek’ DLT II 105-6 ~ beküş- DLT II 105-6; bekit- ‘pekitmek’ DLT II 309-9, KB 1855 ~ beküt- DLT II 309-18, KB 2571; ewril- ‘dönmek’ KB 126 ~ ewrül- KB 3194; sewin- DLT I 12-11, KB 593, AH 44 ~ sewün- ‘sevinmek’ DLT II 153-3, AH B 44; siñür- ‘yutmak, hazmetmek’ DLT III 392-13, KB 5777 ~ siñir- DLT III 392-14; törtinç ‘dördüncü’ KB 134 ~ törtünç KB 1062 (krş. törtünçi KB A30). 

c) DLT’te üstün ve ötre harekesi her ikisi birden konularak bir kelimenin hem düz hem yuvarlak ünlülü telaffuz edileceği belirtilmiştir.

u ~ a: sogun ‘soğan’ DLT I 409-18 ~ sogan DLT I 409-18.

 

֍  Kelime sonu ünlüsünün değişkenliğini gösteren örnekler: 

a ~ ı: bukra- ‘hayvan sıçramak, çamışlık etmek’ DLT III 279-13 ~ bukrı- DLT III 279-9.

ı  ~ u: barı ‘bütünü, tamamı’ KB 1161 ~ baru KB B59; karşı DLT I 423-25, KB 4246 ~ karşu DLT III 272-2, KB 6211, AH A462; kanı  'hani, nerde' KB 570 ~ kanu DLT I 31-14

i ~ ü: ögdi ‘alkış’ DLT I 515-16, KB 241, AH 27 ~ ögdü AH A27; öñdi ‘kanun, âdet’ KB 1456 ~ öñdü KB 3077; tergi ‘sofra’ DLT 429-1, KB 2549 ~ tergü DLT I 428-24.

ü ~ i:  tilkü ‘tilki’ DLT I 54-24, KB 2312 ~ tilki DLT II 343-18; törü- ‘türemek’ KB 4459 ~ töri- KB 15.

 

֍  Karahanlı Türkçesi metinlerinde ince ve kalın ünlülü kelimelerin bir arada kullanıldığını gösteren örnekler: 

a ~ e: aşut- ‘örttürmek’ DLT I 210-17 ~ eşüt- DLT I 210-17 (bkz. Yazma nüshada s. 113-13)

a-a ~ e-i: aşaç ‘tencere’ DLT III 382-2 ~ eşiç DLT I 52-8.

a-a ~ i-e: çaydam ‘yatağa doldurulan veya yağmurluk yapılan ince keçe’ DLT III 176-12 ~ çiyden DLT III 176-12.

ı ~ i: bıçgu ‘bıçkı, bıçak’ DLT 13-11 (krş. KB bıçgıl 4661 / bıçıglı 810, bıçak 4599)  ~ biçek DLT I 384-23, KB 788 (krş. KB 1375 biçgil); ıdışlıg ‘kaplı’ KB 6045 ~ idiş 2886; sıdıg ‘kaftanın göğse kadar olan iki eteğinden birisi’ DLT I 389-9 ~ sidig DLT I 389-8.

 

֍  Belirtme durumu eki ulanmış zamirler üzerine teg son çekim edatı ulandığında genelde orta hece düşmesi görülmektedir: anı teg KB 662 > andaà KB 2111, DLT I 37-21; munı teg KB 2121 > mundaà KB 175, DLT I 36-19; mini teg > minteg KB 389. 

Ayrıca DLT’teki Kaşgarlı Mahmud bizim de kabul edeceğimiz şu örneklerde hece düşmesi konusuna değinmiştir: ne kerek DLT I 392-16 > nerek ‘neye gerek’ KB 688, AH 313, DLT I 392-14 (Kaşgarlı: Aslı “ne kerek”tir, iki harf atılmıştır.); sekiz on DLT I 437-21 > seksün DLT I 437-21 (Kaşgarlı: Aslı “sekiz on”dur, “sekiz kere on” demektir; iki kelime birleştirilmiştir.); tokuz on DLT I 437-16 > toksun DLT I 437-16 (Kaşgarlı: Aslı “tokuz on”dur, “tokuz kere on” demektir; iki kelime birleştirilmiştir); uwut DLT I 51-6, AH 417 ~ uvut DLT 83-5, KB 149 > ut AH C261

 

Ünsüzler Eski Türkçedeki ünsüzler yanında Karahanlı Türkçesinde ilk defa /ḏ/ ve /w/ ünsüzleri kullanılmaya başlanmıştır. Bu ünsüzlerin Arap alfabesinde yazımı, nitelikleri ve değişik Türk boyları arasındaki değişimi hakkında ilk bilgileri yine Kaşgarlı vermiştir.

 

֍  –d-, -d > d ~ ḏ ~ y  Kelime içi ve sonu Köktürk ve Uygur Türkçelerindeki /d/ sesi, Karahanlı Türkçesinde /d/ olarak kalmış ayrıca /ḏ/ ile yazılmaya başlanmış ve Oguz Türkçe için /y/’ye geliştiği de söylenmiştir. Kaşgarlı, “Yağma, Toxsı, Kıfçak, Yabaku, Tatar, Kay, Çomul ve Oğuzlar birbirine uygun olarak ḏ harfini her zaman y’ye çevirirler hiçbir zaman ḏ’li söyleyimezler.” (DLT I 32) diyerek ḏ > y gelişiminin kendi dönemi içinde habercisi olmuş ve ilk örneklerini vermiştir. Aşağıdaki örnekler dikkatle incelendiğinde bu ses gelişmesinin örneklerinin –tek örnek dışında- sadece DLT’te yer aldığı ve dönem metinlerinde /ḏ/’li yazılan toplam kelimelere oranla da bu sayının  pek fazla olmadığı görülecektir.

Kaşgarlı, eserinde bir diyalektolog olarak /d/ sesinin diğer Türk dillerindeki gelişimi üzerinde de durmuştur: “Çigiller ve başka Türklerce ḏ olarak söylenen bu harfi Rus ve Rum ülkelerine kadar uzanan Bulgar, Suvar, Yemek, Kıfçak boyları hep birden z olarak söylerler.” (DLT I 32).  Eski Türkçe /d/ sesi, y ~ z dışında bugün Sahacada ve Tuva, Karagas Türkçeleri gibi diğer kuzeydoğu Türk dillerinde kelime sonunda /t/ olarak karşımıza çıkmaktadır. DLT’te d > t gelişiminden bahsedilmese de bunun örnekleri verilmiştir. Aşağıdaki örnekler Karahanlı Türkçesi özelliği olarak d ~ ḏ ~ y doğrultusunda takip edilmeli, diğer /z/ ve /t/’li şekiller DLT’teki diyalektik özellikler olarak değerlendirilmelidir: aḏak ‘ayak’ DLT I 32-13, KB 374, AH 455 > ayak DLT I 84-20 ~ azak DLT I 32-14; aḏıg ‘ayı’ DLT I 63-11, KB 5376 > ayıg DLT I 84-13; aḏrık ‘ayrık otu’ DLT I 98-18 > ayrık DLT 113-18; aḏrış- ‘ayrışmak’ DLT I 233-23 > ayrış- DLT 233-23; aḏruk ‘başka, ayrı’ DLT I 98-18, KB 201 > ayruk DLT I 113-16; kaḏın ‘kayın, dünür, hısım’ DLT I 32-9, KB 50 > kayın DLT I 32-10 ~ kazın DLT 403-18; kaḏıñ ‘kayın ağacı’ DLT I 32-8, KB 6532 > kayıñ DLT I 32-8; keḏ ‘pekitme edatı’ DLT I 322-3, KB 176, AH 18 > key DLT I 459-7; koḏ- ‘koymak’ DLT II 295-29, KB 925, AH 167 > koy- DLT II 45-25 ~ kot- DLT II 295-16; kuḏug ‘kuyu’ DLT I 375-5, KB 5423 > kuyug DLT III 166-5; küḏ- ‘durmak, beklemek’ DLT III 441-11, KB 1050, AH 350 > küy- AH C350 ~ küt- DLT II 264-1; sid- ‘işemek, siymek’ DLT II 295-18 ~ sit- DLT 295-15 (krş. DLT siḏtür- > sittür-); toḏ- ‘doymak’ DLT III 439-10, KB 923 > toy- DLT III 244-15; yaḏ- ‘döşemek, yaymak’ DLT II 314-2, KB 2318 > yat- DLT II 313-26 (krş. DLT yaḏtur- > yattur-); yaḏıl- ‘yayılmak’ DLT III 77-10, KB 2556 > yayıl- DLT III 192-6; yoḏtur- ‘sildirmek’ DLT III 354-16 (krş. DLT, KB yoḏ-) > yottur- DLT III 354-17.

 

֍ Köktürkçede –b-, -b, Uygurcada -v-, -v olan ünsüzler, Karahanlı Türkçesinde -w, -w- ve bazen -v-, -v olmuş ve bu ünsüz için Arap yazısında genelde üç noktalı /f/ işareti kullanılmıştır. Bu ünsüz Harezm ve Çağatay Türkçelerinde /v/’lidir. 

Aşağıdaki örneklerde DLT’ten tespit edilen /v/’li şekiller Karahanlı dönemi eserlerinin değil, aynı dönem için Oğuz Türkçesi konuşma dilinin bir özelliğini yansıtmaktadır. 

aw ‘av’ DLT I 32-2, KB 2125 ~ av DLT I 32-2; ew ‘ev’ DLT I 32-1, KB 744 ~ ev DLT I 32-1 ~ öw DLT I 81-6 ~ öv DLT I 81-7; öpke (< öbke) ‘öfke, kızgınlık’ DLT I 128-17 > öfke DLT I 195-20 ~ öwke KB 322; tawar ‘mal, mülk, eşya’ DLT I 86-2, KB 485, AH 287 ~ tavar DLT I 234-10; tawuş ‘duygu ve kımıldanma’ DLT I 367-17 ~ tawış DLT III 165-21 ~ tavuş DLT III 165-21; yapçan ‘yavşan otu’ DLT III 37-2 > yawçan DLT III 37-3; yapçun- ‘yapıştırılmak’ DLT III 108-21 (krş. yapçu- ‘yapışmak’ KB 401) > yawçun- DLT III 109-2 (krş. DLT yapçın-, yapşın-, yapçun-); yapçur- ‘yapıştırmak’ DLT III 98-4 > yawçur- DLT III 98-2 (krş. DLT yapşur-); yawlak ‘kötü, fena’ DLT I 432-24, KB 194; yawuz ‘kötü, fena’ DLT 84-14, KB 321 ~ yawız AH 215 ~ yafuz DLT III 10-13. 

w ~ v alternansını gösteren diğer örnekler: çüwüt ‘boya’ DLT III 162-22 ~ çüvüt DLT III 162-17; ewet DLT I 51-1 ~ evet DLT I 51-4 (krş. DLT yemet); ewin ‘tane’ DLT I 77-20, KB 2787 ~ evin DLT I 84-5; kawık ‘kepek, darı kepeği’ DLT III 165-3 ~ kawuk KB 3614 ~ kavık DLT III 165-3; kawuk ‘sidiklik, mesane’ DLT III 165-1 ~ kavuk DLT III 165-1; uwut ‘utanma, haya’ DLT I 51-6, AH 417 ~ uvut DLT I 83-5, KB 149.

 

֍  ç-, -ç- ~ ş-, -ş-  Günümüz Kuzeybatı Türkçelerinde görülen bu özellikle Karahanlı Türkçesi metinlerinde az da olsa görülmektedir: 

çöpik ‘çör çöp’ DLT I 390-5 ~ şöpik DLT I 390-5; çünük ‘çınar ağacı’ DLT I 388-25 ~ şünük DLT I 390-10; içtonlan- ‘iç donu giymek’ DLT I 314-28 ~ iştonlan- DLT I 315-3; çü ‘emirde –olumlu ve olumsuz- pekitme bildiren bir edat’ DLT III 207-14 ~ şü DLT III 211-6.

 

֍   -ş- ~ -ç-  Kelime içinde: tapşur- ‘tapşırmak, ulaştırmak’ DLT II 175-24 ~ tapçur- DLT II 175-24; tutşı ‘devamlı, her zaman’ DLT I 423-12, KB 324 ~ tutçı DLT I 159-3, KB 41 (krş. tutaşı DLT I 423-17, KB 31).

 

֍  k- ~ ḫ-  DLT’te “Oğuzlar ve Kıpçaklar ‚ kaf'ı hı'ya çevirirler” (DLT III 218) denilerek ḫayu, ız ve ḫanda örnekleri verilmiştir. Fakat bu ünsüz özelliğini dönemin diğer eserlerinde de görmek mümkündür: kayda ‘nerede’ DLT I 46-20, AH 419 ~ ḫanda DLT III 218-25 (krş. DLT kayda, kayuda); kayu ‘hangi, hani’ DLT I 31-14, KB 73 ~ ayu DLT III 218-17 (krş. kanı KB 570, AH 41 ~ kanu DLT I 31-14); kız ‘kız’ KB 75, DLT I 7-15 ~ ḫız DLT III 218-22; kulkak ‘kulak’ DLT I 383-17 ~ kulḫak DLT I 383-16 (krş. kulak DLT I 212-1, KB 436, AH 266 ~ kulgak KB 5272); kumaru ‘armağan’ KB 190 ~ ḫumaru DLT I 455-17; yakşı ‘iyi, güzel’ KB 275 ~ yaḫşı DLT 64-14, AH B176.

 

֍  -z, -z- ~ -s, -s- Özellikle olumsuz geniş zamanın ekinin sonundaki (-mAz/s) bu ünsüz ikiliği dönemin bütün eserlerinde farklı yoğunlukta görülmektedir. DLT’te bu ek –mAs olarak açıklanmış ve bu hususta Oğuzlarla öbür Türkler arasında bir farkın olmadığı vurgulanmıştır. Buna rağmen DLT’te  birkaç örnekte de olsa ek z’li şekilde karşımıza çıkmaktadır: buşmaz men DLT II12-6; pışmaz DLT II 12-16. KB’te ek her iki şekliyle de kullanılmıştır. Fakat Özellikle KB’in Fergana nüshasında s’li yazım daha fazladır. Bunun dışında z ~ s’yi gösteren en açık örnek: köküz DLT I 366-4, KB 2243, AH 278 ~ köküs DLT I230-6, AH ABC 278. –z- > -s-‘yi gösteren yapı emir 3. tekil şahıs ekidir. Eski Türkçede z’li olan bu ek Karahanlı Türkçesinde –sUn / -sU / -sUnI şeklindedir.

 

֍   t- ~ d- Genel Türk dili açısından bu önemli ses gelişmesi hakkındaki ilk bilgiyi yine DLT’ten öğrenmekteyiz. Kaşgarlı eserinde Oğuzlarla onlara yakın olanların kelime başında /t/ ünsüzünü /d/’ye çevirdiklerini yazmış ve bunun için tewey ~ deve, takı ~ dagı örneklerini vermiştir (DLT II 195). Oğuzlara özgü gösterilen bu özellik dönem metinlerinde sayılı örnekte de olsa yer almaktadır: takı DLT II 195-27, KB 111 > dagı DLT II 195-27;  tal ‘dal’ KB 1102 > dal KB 5311; te- ‘demek’ DLT I 74-2, KB 156, AH A130 > de- AH C70; teg ‘gibi’ KB 210, AH 161 > deg AH C53; teñiz ‘deniz’ DLT I 100-18, KB 480, AH 65 > deñiz AH C65; tewey DLT II 195-25 > deve DLT II 195-25; tiz ‘diz’ DLT III 123-15 > diz AH C148; tön- ‘dönmek’ DLT III 184-22 > dön- AH C462; töntür- ‘döndürmek’ (krş. töñder- DLT III 397-16) > döndür- AH C424; tur- ‘durmak’ DLT I 20-21 > dur- AH C366.

DLT, Oğuz Türkçesi özelliği olarak verilen t- >d-‘nin tersine bir gelişme kelime içi konumunda yine aynı Türkçe için verilmiştir. Kaşgarlı’ya göre keltür- kelimesindeki /t/ ünsüzü Oğuzlarda korunurken diğer Türklerce /d/’ye çevrilmektedir (DLT II 195). Dìvan’da “Oğuzca” kaydı olmadan bu yapı şu örneklerde görülmektedir: kandur- ‘su ve başkalarına kandırmak’ DLT II 192-7 (Kaşgarlı: Aslı “kandurdı”dır.) ~ kantur- DLT II 192-6; keldür- ‘getirmek’ DLT II 195-20, KB 4423 ~ keltür- DLT II 195-20, KB 3842; AH Ba478 (krş. ketür- AH 478); oldur- ‘oturmak’ DLT III 235-1, KB 771 ~ oltur- DLT I 224-5; tamdur- ‘yaktırmak’ DLT II 176-10, KB 4412 ~ tamtur- DLT II 176-8; tildür- ‘dildirmek’ DLT II 176-4 ~ tiltür- DLT II 175-12.

 

֍   -G- ~ -v-:  kagut ‘kavut, darıdan yapılan bir yemek’ DLT III 163-2 ~ kavut DLT III 163-2; ögüt ‘ögüt, vaaz’ DLT I 51-12 ~ övüt DLT I 102-11 (Kaşgarlı: Aslı “ögüt”tür.); süglin ‘sülün’ DLT I 444-6 ~ süwlin DLT I 444-7

-G- > Ø  Kelime ortasında /G/ sesi, ek başı durum da dahil olmak üzere genelde korunmuştur. DLT bu ses gelişmesi aşağıda parantez içindeki eklemelerden de anlaşılacağı gibi Oğuz ve Kıpçak dillerine bağlanmıştır. Fakat bu açıklamanın olmadığı birkaç örnekte ve başka eserlerde –G- >  Ø‘ın ilk örneklerine rastlamak mümkün olmaktadır: boşgun- ‘boş kalmak’ DLT II 238-2 > boşun- DLT II 238-6 (Kaşgarlı: Aslı “boşundı”dır. krş. boşut- ‘boş bırakmak’ 1059); çumguk ‘alakarga’ DLT I 33-16, KB 77 > çumuk DLT I 33-16; eşgek ‘eşek’ DLT I 111-1 > eşek DLT II 246-9 (krş. eşyek DLT I 111-2); kerge- ‘yaraşmak’ DLT 362-24 > kerek ‘gerek, yaraşır’ DLT I 126-3, AH 297, KB 185; kirtgün - ‘inanmak’ DLT III 423-21 > kirtin- DLT I 416-19; tamgak ‘boğaz, damak’ DLT I 33-17 > tamak AH 207, DLT I 33-17 (Kaşgarlı: Kelimenin ortasındaki g harfini atmakta Oğuzlarla Kıpçaklar birbirlerine uymuşlardır. ); tançga- ‘bozulmak, çürümek’ DLT III 303-21 (Kaşgarlı: Kelimenin aslı “tançgadı”dır. Oğuzlarla Kıpçaklar gerek isimlerin gerek fiillerin ortasında bulunan g harfini atarlar.) > tança- DLT III 303-20 (krş. tınçı- DLT III 276-8); bar-agan ‘çok giden’ DLT I 33-20 ~ bar-an DLT I 33-21; ur-agan DLT I 33-22 ~ ur-an DLT I 33-23 (Kaşgarlı: Oğuzlarla Kıpçaklar “baran” ... “uran” derler.)

 

֍  ń > n ~ y Uygur Türkçesi metinlerinden itibaren iki türlü gelişime başlayan bu ses Karahanlı metinlerinde de gelişimini bu yönde sürdürmüştür. DLT’te bu sesle ilgili şu açıklama vardır: “Argular, kelimenin ortasında veya sonunda bulunan y harfini n'ye çevirirler. Türkler 'koyun'a “koy”, Argular “kon” derler. Türkler 'yoksul'a “çıgay”, Argular “çıgan” derler. Türkler “hangi şey?” anlamına olarak “kayu nenğ”, Argular “kanu” derler. Kaşgarlı’nın Argulara bağladığı ń > n gelişimi, özellikle kańu kelimesinde dönemin diğer eserlerinde de görülmektedir. Bunun dışında palatel n sesi y tarafındadır:  ayıg ‘fena, kötü’ DLT I 84-14, KB 5175; çıgay ‘fakir, yoksul’ KB 1923, DLT I 31-13, çıgaylık ‘fakirlik’ AH 187 ~ çıgan DLT I 31-13; kanı ‘hani, nerede’ DLT III 237-4, KB 570, AH 41 (krş. kanu DLT I 31-14) ~ kayu DLT I 31-14, KB 73, AH 235 (krş. kayda KB 154, AH 419); koy ‘koyun’ DLT I 31-12, KB 1412 ~ kon DLT I 31-12, KB 1500.

 

֍   -r- > Ø: berk ‘muhafaza edilmiş, sağlam’ DLT I 349-18 ~ bek DLT I 333-26; berkle-  ~ bekle- DLT III 292-26

[1] Ye. D. Polivanov, “K voprosu o dolgiò glasnıò v obşçe-turetskom prayazıke”, Dokladı AN SSSR 1927, s. 151.

[2] L. Ligeti, “Les voyelles longues en turc”, JA 1938, s. 177-204 (Türkçeye Çevirisi: “Türkçede uzun vokaller”, TM VII-VIII (1942), 82-94.). A.C. Emre, “Türkçede uzun vokaller (ünsüller)”, TD-Belleten, Seri: III, Sayı: 10-11 (1946), s. 1-5; Türk Lehçelerinin Mukayeseli Grameri. Birinci Kitap: Fonetik, İstanbul 1949, s. 60-65 ve 370-373. F.G. İshakov, “Dolgiye glasnıye v tyurkskiò yazıkaò”, İssl. I, Moskva 1955, s. 160-174. J. Kelly, “Remarks on Kašgari’s Phonology”, UAJb 44 (1972); 45 (1973); 48 (1976). R. Dankoff – J. Kelly, Mahmud al-Kaşgarì, Compendium of the Turkic Dialects (Dìwan Lugat at-Turk), Part I, Harvard 1982 (“Phonology”, s. 67-69). A. B. Ercilasun, “Dîvânü Lûgati’t-Türk’te Ünlü Uzunluklaruyla İlgili Kayıtlar”, Dîvânü Lûgati’t-Türk Bilgi Şöleni Bildirileri (7-8 Mayıs 1999 Ankara-Türkiye), Türksoy Yayınları No: 11, s. 51-54.


En son değiştirme: Perşembe, 23 Kasım 2017, 4:51 ÖS