Genel
Sağlıklı bir erişkinde idrarda günde 150 mg düzeyini geçmemesi gereken protein atılımının artması proteinüri olarak adlandırılır ve böbrek hasarının önemli bulgularından biridir. Persistan proteinüri türleri; glomerüler proteinüri, tübülointersitisyel proteinüri, taşma proteinüri ve postrenal proteinüridir. İdrarda protein atılımının saptanmasında kullanılan altın standart yöntem 24 saatlik idrarda türbidometrik yöntem ile protein miktarının ölçülmesidir.
Nefrotik sendrom; idrarla protein atılımının günde 3,5 gramı geçmesi, hipoproteinemi, ödem, hiperlipidemi ve lipidüri belirti ve bulgularının birarada görüldüğü klinik tablodur. Nefrotik düzeyde proteinüri 3,5 gr/günün üzerinde proteinüriyi ifade eder.
Nefrotik düzeyde proteinüri saptanan veya nefrotik sendrom tanısı koyulan bir hastanın değerlendirilmesinde öncelikle yapılması gereken diyabetes mellitus, amiloidozis ve lupus başta olmak üzere sekonder nedenlerin araştırılmasıdır. Altta yatan bir neden saptanamazsa ve renal biyopsi kontrendikasyonu yoksa primer nedenlerin (minimal değişiklik hastalığı, fokal segmental glomerüloskleroz, memranöz nefropati, membranoproliferatif glomerülonefrit, IgA nefropatisi gibi) ayırımı için genellikle böbrek biyopsisi yapmak gerekir.
Nefrotik sendromlu bir hastanın değerlendirilmesi sırasında komplikasyonlar açısından hastanın değerlendirilmesi gerekir. Başlıca görülebilecek komplikasyonlar; negatif azot dengesi, arteriyel ve venöz tromboz ve tromboembolizm, hiperlipidemi, ödem, infeksiyonlara yatkınlık, akut ve kronik böbrek fonksiyon bozukluğudur.
Nefrotik sendromlu bir hastanın tedavisinde; komplikasyonların varlığı ve saptanırsa tedavisi, destekleyici tedaviler (diyette protein ve tuz kısıtlaması, hipertansiyon kontrolü, proteinüriyi azaltmaya yönelik renin-angiotensin-aldosteron sistemi inhibitörlerinin lullanımı, antilipid tedavi, ödem tedavisi) ve altta yatan primer hastalığa yönelik herhangi bir kontrendikasyonu yoksa immunsupressif tedavi başlıkları yer almaktadır. Sekonder bir neden saptanmışsa nefrotik sendrom etiyolojisinde, destekleyici tedavilerle birlikte saptanan nedene yönelik tedavi uygulanmalıdır.