Endülüs Emevileri
Emevi Hanedanının başa geçmesi ile kuzey ve doğu sınırına odaklanan İslam Devleti, 665 yılında yüzünü tekrar Kuzey Afrika’ya çevirdi ve bu tarafa bir sefer tertip edildi. Bu seferi hızla sonuca ulaştırmak için harekete geçen Emevi orduları Tunus’a kadar ilerledi, hatta orada ileride günümüz Libya, Cezayir ve Tunus’un kıyı kesimlerini kapsayacak olan İfrikiye vilayetinin başkenti olacak Kayrevan şehri kuruldu.
Ukbe bin Nafi’nin bu hızlı ilerleyişi Atlantik kıyısındaki Tanca’ya kadar sürdü ve orada durduruldu. Ukbe’nin dönüş yolunda pusuya düşürülüp öldürülmesi ve Emevi tahtı için bir iç savaşın patlak vermesi Kuzey Afrika’daki ilerleyişe darbe vurdu. Müslümanlar ele geçirdikleri birçok yerden savaşsız geri çekilmek zorunda kaldı.
Devlet içinde istikrarın yeniden sağlanması ile Üçüncü Kuzey Afrika Sefer, İfrikiye’nin yeniden ele geçirilmesiyle başladı. 698 yılında, Kuzey Afrika’nın çoğu fethedilmişti. Musa bin Nusayr, İfrikiye Valisi olarak tayin edildi ve Berberilerin Müslümanlaştırılması ile görevlendirildi. 709 yılına gelindiğinde, Kuzey Afrika artık bir İslam toprağıydı. Bir tek Vizigotlar’a bağlı Julian’ın elindeki Sebte kalesi Müslüman hükmü dışındaydı. Musa, Sebte’yi de kuşatmış fakat halkın direnişi nedeniyle daha önce batı topraklarına vali tayin ettiği Tarık bin Ziyad’ı orada bırakarak Kayrevan’a geri dönmüştür. Bu bölgede yalnız kalan Sebte valisi Julian, Tarık bin Ziyad aracılığyla Musa bin Nusayr’ı Endülüs’e bir sefer için kışkırtmış ve yardım da vaat etmiştir.