Selçuklularla İlişkiler ve Devletin Yıkılışı-İdari Teşkilat
Sultan Sencer'in Oğuzlar tarafından esir alınmasının yarattığı kargaşa ve Gazneliler'in bu sultanın yard mından mahrum kalması Gu lu ar'ın işine yaramış, bundan faydalanarak süratle hakimiyet sahalarını genişletmişlerdi. Sonuç- ta Hüsrev Şah Gazne'yi terkederek Lahor şehrine yerleşti. Gazneliler bundan sonra Hindistan'daki topraklar üzerinde hüküm sürdüler. Hüsrev Şah'ın 1160'- ta ölümünden sonra yerine oğlu Hüsrev Melik geçti. Gurlular bir hile ile onu esir alarak Gazneli Devleti'ne son verdiler . (582 / ıi86) . İda i Teşkiliit . Gazneliler'de sultan devlet yönetimine mutlak bir şekilde hakimdi ve" Allah'ın yeryüzündeki gölgesi" sayılıyordu. Hükümdar sarayı İran gelene- ği esas alınarak teşkilatlandırılmıştı. Sultan, saraydaki toplantılarda şahsi muhafızları ile (gulaman-ı saray) çevrilmiş olarak altın bir taht üzerinde otururdu. Sarayda sıkı protokol kuralları uygulanmakta ve sultanın halk ile doğrudan teması engellenmekteydi. Gazneli saray teşkilatında da öteki müslüman-Türk devletlerinde mevcut görevliler yer alı yordu. Divan teşkilatı Divan-ı Vezaret, Divan-ı Hisalet (Divan-ı Resaii/İnşa), Divan-ı Arz, Divan-ı İşraf ve Divan-ı Vekalet, Divan-ı istifa, Divan-ı Berid, Divan-ı Ab (Divan-ı Ma). Divan-ı Müsadere'den oluşmaktaydı. Debirlerin (memur-katip) çoğu Divan-ı Hisalet'te görev alırdı. Adiiye teşkilatında yargı işlerini kadı lar yürütüyordu. Her şehirde bir kadı ve her eyalette bir kadılkudat bulunurdu. Kadının devlet idaresinde özel bir konumu vardı . Kadıların dürüst görev yapmalarını sağlamak amacıyla onlara yüksek ücret ödenirdi. Sultan Mahmud adalet teşkilatma büyük önem vermiş, kadıları bilgi ve dürüstlükleriyle ün kazan- mış müftü ve fakihler arasından seçmiş tL Gazneliler'de Divan-ı Mezalim'e bizzat hükümdar başkanlık ediyordu. Sultan burada halkın şikayetlerini dinler ve karar verirdi. Bir eyalette devlet teşkilatının üç önemli kolu mevcuttu. Bunlardan sivil idarenin başındaki görevliye "sa hi b- divan· denirdi; sahib-divan vergilerin topIanması ve yönetim işlerinden sorumlu idi. Eyaletteki ordunun ihtiyacını karşı lamak da onun görevleri arasındaydı. Bunun dışında eyalette ordu kumandanı (salar. pehsa ar). amil, kadılkudat ve sahib-i beri d gibi görevliler de vardı. Gazneli Devleti başlangıçta genişleme siyaseti takip ettiğinden ordu bunu sağ layabilmek için daima savaşa hazır durumda bulunurdu. Gazneli ordusu genelde gulamlar, düzenli birlikler, eyaJet askerleri, ücretli askerler ve gönüllülerden oluşmaktaydı. Gulamların çoğunlu ğu Türk olup sayıları yaklaşık 4-6000 kişiydi. Sonraları bu gulamlara Hintliler ve Tacikler de katılmıştı . Bunların kumandanı "salar-ı gulaman" unvanını ta- şıyordu. Gulamların içinde sultanın muhafız kuweti de yer alıyordu ve bunlara "gulaman ı has" deniliyordu. Gazneli Devleti'nin çöküşüne kadar gulamlar ordu içinde önemli bir unsur olarak yerini korudu. Orduda kuzeyden gelen ücretli askerler de yer almaktaydı. Oğuzlar, Karluklar. Yağmalar ve Halaçlar gibi gruplardan yardımcı kuwet olarak faydalanılıyordu. EyaJet valileri de mahaliT savunmada kullanmak üzere kabilelerden asker kaydetmekteydiler. Devletin kuruluşundan itibaren düzenlenen Hindistan seferleri, orduya Horasan ve Maveraünnehir'den gönüllü gazilerio kat lmasını sağlamıştı. Sultan Mahmud'un 409'daki ( 1 o 18) Kannevc seferine Maveraünnehir'- den 20.000 gazi katılmıştı. Gazneli ordusunda önemli bir unsuru da Hindistan'- dan haraç olarak alınan savaş filleri teş kil ediyordu. Filler savaşta düşman saflarını bozmak ve yarmak, okçulara atış, kumandanlara orduyu sevk ve idare etmek için yüksek bir yer sağlamak, ayrı ca ağır silah ve mancınık gibi kuşatma makinelerini çekmek için kullanılıyordu . Ordudaki fil sayısı 1700 civarında idi. Gazneli ordusunun sayısına gelince, Sultan Mahmud'un 414'te ( 1 023) Şaba har'da teftişi sırasında ordunun mevcudu 54.000 ivarında idi. Bu sayı, savaş zamanında gönüllüler ve eyalet kuwetleriyle büyük ölçüde artmaktaydı. Mesela Mahmud 406'da (1015-16) Harizm seferiiçin Belh'e ileriediği zaman ordusunun 100.000 kişiden oluştuğu kaydedilmektedir.