Gaznelilerle İlişkiler
Mahmud esasen Ali Tegin’in kendi ülkesine saldırıda bulunmasından rahatsızdı. Semerkant’taki ikinci buluşmalarında Mâverâünnehir’in Ali Tegin’den alınıp Yûsuf Kadır Han’ın oğlu Muhammed’e verilmesini, Arslan Yabgu’nun kendilerine problem çıkarmaması için gerekli tedbirlerin alınmasını ve iki hânedan arasında akrabalık tesis edilmesini kararlaştırdılar. Ali Tegin, Buhara ve Semerkant’ı bırakıp bozkırlara kaçtı, müttefiki Arslan b. Selçuk bir ziyafet sırasında hileyle tutuklanıp Hindistan’daki Kālincâr Kalesi’ne hapsedildi (416/1025). Ancak Gazneli Mahmud, Yûsuf Kadır Han’ın tek başına bütün Türkistan’a hâkim olmasından endişe ettiği için Ali Tegin’i bertaraf etmeyi düşünmedi. Ali Tegin, Mahmud’un ayrılmasından sonra tekrar Buhara ve Semerkant’a hâkim oldu. Gazneli Mahmud, Abbâsî halifeliğinin Karahanlılar’la olan ilişkilerini kendi vasıtasıyla yapmaları için Abbâsîler’le antlaşma yaptı.
Yûsuf Kadır Han ile oğulları 416’da (1025) Özkent’i, ertesi yıl başşehir Balasagun’u ele geçirdiler. Sonunda kardeşi Ahmed b. Hasan da Yûsuf Kadır Han’ın hâkimiyetini tanıdı. Gazneli Mesud 421 (1030) yılında tahta geçince Karahanlılar’a bir elçilik heyeti gönderip tahta çıktığını haber verdi ve Karahanlılar’la akrabalık kurma arzusunu bildirdi. Ancak Yûsuf Kadır Han, büyük kağanlık meselesinden dolayı kırgın olduğundan Kâşgar’da elçileri iyi karşılamadı (422/1031). Yûsuf Kadır Han Muharrem 424’te (Aralık 1032) vefat etti ve Kâşgar’da Cenbezetülhâkāniyye denilen mezarlıkta gömüldü. Devlet yönetimini oğulları Arslan Han Süleyman ile Buğra Han Muhammed üstlendiler.
405’te (1014) Buhara ve 407’de (1016) Semerkant hâkimi olduğu anlaşılan Yûsuf Kadır Han’ın kardeşi Ali Tegin, Gazneli Mahmud’un saldırılarından kurtulduktan sonra 417’de (1026) Mâverâünnehir’in müstakil hükümdarı oldu. Böylece süratle Mâverâünnehir’i ele geçiren Ali Tegin Tamgaç Buğra, Karahakan unvanıyla tekrar bağımsızlığını ilân etti (423/1032). Gazneli Mesud, taht kavgası sırasında kardeşi Muhammed’e karşı Ali Tegin’den yardım istedi ve Huttel’i de ona vereceğini söyledi. Ancak sözünde durmayıp Ali Tegin’e karşı Yûsuf Kadır Han’ın oğlu Muhammed’in Mâverâünnehir’e hâkim olması için gayret sarfetti. Gazneli tahtına çıkınca Mâverâünnehir’i Ali Tegin’den alıp yerine Yûsuf Kadır Han’ın oğlu Buğra Han Mahmud’u getirmek istedi. Bu maksatla Hârizmşah Altuntaş el-Hâcib’i 423 (1032) baharında Ali Tegin üzerine gönderdi. Altuntaş Debûsiye savaşında ağır yaralandı. İki yıl sonra Hârizmşah Hârun Gazneli Mesud’a karşı Ali Tegin ile ittifak yaptı. Bu olayın ardından Ali Tegin öldü (426/1035). Ailenin Ali Tegin ile devam eden bu kolu, Satuk Buğra Han’ın torunlarından Kılıç Buğra Han Hasan (Hârun) b. Baytaş’a nisbetle Hasanîler adıyla bilinir. Ali Tegin’in oğlu ve halefi Yûsuf, Hârizmşah Altuntaş ailesiyle yapılan antlaşmaya sadık kaldı ve onunla birlikte Mesud’a karşı harekete geçerek Sagāniyân’ı zaptetti, Tirmiz’i kuşattı. Daha sonra Karahanlılar’la Gazneliler arasında akrabalık tesis edildi.
Yûsuf Kadır Han ile oğulları 416’da (1025) zaptettikleri Özkent’i 423’e (1032) kadar ellerinde tuttular. Özkent, 424-425 (1033-1034) yıllarında İlig Han Nasr’ın oğlu Aynüddevle Muhammed’in elindeydi. 426’da (1035) Yûsuf Kadır Han’ın oğulları tarafından buradan uzaklaştırılan Aynüddevle Muhammed 428’de (1037) tekrar ve daha güçlü bir şekilde şehre hâkim oldu. Kardeşi Böri Tegin İbrâhim, Gazneliler karşısında başarı sağladıktan sonra Ali Tegin’in oğullarıyla mücadeleye girdi. Hârizmşah Hârun’un ölümünün (426/1035) ardından Ali Tegin’in vefatı üzerine yerine geçen oğlu Yûsuf, Gazneli Sultan Mesud’a başvurarak Arslan Han Süleyman ile barışmaları için aracılık yapmasını istedi, fakat bundan sonuç alınamadı. Böri Tegin, İbrâhim Ali Tegin oğullarının hâkimiyetindeki Soğd ve Buhara ile diğer bazı yerleri ele geçirdi. Ali Tegin’in oğulları Yûsuf Kadır Han’ın oğullarına sığındılar. Aynüddevle Muhammed ve kardeşi Böri Tegin İbrâhim, Ali Tegin oğullarına karşı kazandıkları zaferlerden sonra Mâverâünnehir’in tamamına hâkim olup burada bağımsız bir devlet kurdular (433/1041-42). Ailenin Satuk Buğra Han’ın torunlarından Arslan Han Ebü’l-Hasan Ali b. Baytaş ile devam eden bu kolu ona nisbetle Alevî diye anılmaktadır. Büyük Kağan Aynüddevle Muhammed Arslan Hakan, yardımcı kağan İbrâhim ise Tabgaç Buğra Kara Hakan unvanını almış, bu tarihten itibaren Karahanlılar Doğu ve Batı Karahanlılar olmak üzere ikiye ayrılmıştır.
Doğu Karahanlılar. Yûsuf Kadır Han’ın ölümünden sonra batıda meydana gelen olaylar sonucunda batıdaki toprakları İlig Han Nasr’ın çocuklarına intikal edince Yûsuf Kadır Han’ın oğulları da doğuda hüküm sürmeye başladılar. Doğu Karahanlılar’ın ilk hükümdarı Yûsuf Kadır Han’ın oğlu Şerefüddevle Arslan Han Süleyman 423-448 (1032-1056) yılları arasında hüküm sürdü. Onun zamanında müslüman olmayan Türkler’le mücadele edildi. Kuzeydoğuda Yabaku, Basmil ve Çomullar itaat altına alındı. Balkaş ve Aral gölü yöresi bir müddet için de olsa Karahanlı hâkimiyeti altına girdi. Bu mücadelelerin Karahanlılar lehine sonuçlanmasıyla Bulgar ve Balasagun arasında yerleşmiş olan 10.000 çadırlık göçebe Türk İslâmiyet’i kabul etti (435/1044). Arslan Han Süleyman bu işlerle uğraşırken İlig Han Nasr’ın oğulları batıdaki toprakları ele geçirdiler. Arslan Han Süleyman ve kardeşleri ülkede huzur ve düzeni sağladıktan sonra iş birliği yapmaya karar vererek aynı yıl bir araya geldiler. Buna göre Süleyman Büyük Kağan sıfatıyla Balasagun ve Kâşgar’ı, kardeşi Muhammed (muhtemelen Kâşgarlı Mahmud’un dedesidir) Buğra Han sıfatı ile Talas ve İsfîcâb’ı, diğer kardeşi Mahmud ise devletin en doğudaki eyaletini idare edecekti. Kardeşler Batı Karahanlılar’a karşı iş birliği yaparak Fergana’nın bazı topraklarıyla Özkent’i zaptettiler.
Arslan Han Süleyman, 448’de (1056) kardeşi Muhammed’in topraklarına düzenlediği sefer sırasında esir düştü ve hapsedildi. Bu olayın ardından kendini büyük kağan ilân eden Muhammed on beş ay sonra devlet idaresini büyük oğlu Hüseyin’e (Çağrı Tegin) bıraktı. Fakat karısı buna öfkelenip üvey oğlu olan Hüseyin’i zehirletti ve kendi oğlu İbrâhim’i tahta çıkardı (449/1057).
İbrâhim b. Muhammed ülkede istikrarı sağlamakta sıkıntılarla karşılaştı. Bu fırsattan istifade eden Batı Karahanlılar’ın büyük kağanı Tamgaç Han Böri Tegin İbrâhim b. Nasr Fergana’yı tekrar zaptetti, Doğu Karahanlılar’ın hâkimiyetindeki Şâş ve diğer bazı yerleri de ele geçirdi. Annesinin kışkırtmaları sonunda Barsgan şehri hâkimi Yinal Tegin üzerine yürüyen İbrâhim b. Muhammed bu Karahanlı prensi tarafından mağlûp edilerek öldürüldü (451/1059).